31 Ağustos 2011 Çarşamba

Kusursuz sevgili Olmak İçin Yapılacaklar

İşte Size Kendinize Göre Partner Bulma YollarıKusursuz sevgili Olmak İçin 

Kusursuz sevgili olmak kimi zaman akla hayale gelmeyecek kadar zordur ve aslında imkansızdırdar.Çünkü bugüne dek gelmiş geçmiş her bir insanın bir hatası yani kısaca bir kusuru vardır ,peki ya biz kusurlarımızı nasıl olmamaış gibi gösterebiliriz.İnsan ilişkilerini öğrenmenin en güzel yanıda budur aslında ,karda yürüyüp izini belli etmeme yolu bir çok insanın hayatının bir çok noktasını kurtarmış ve hem çevresel ilişkilerinde ve hemde kariyerinde zirveye doğru hızlı bir çıkış yapmıştır.Peki ya bu yazımızda öğreneceğiniz şey bir sevgiliye karşı kusurları kamufile etmek ,tıpkı bir bukalemun misali ortama göre renk değiştirmek mi ? Kısmen böyle diyebiliriz fakat sadece kısmen nedeni ise aslında burada öğrenecekleriniz dahada fazlası olacak bir sevgiiye karşı kamufileden dahada ileri ,tüm insanlara karşı kamufile olmak ,peki ya nasıl ? İşte cevabı ;

30 Ağustos 2011 Salı

Kıskançlık Nedenleri ve Çözüm Yolları

Kıskançlık Nedenleri ve Çözüm YollarıKıskançlığı kontrol etmek ;

Kıskançlığı kontrol altına alabilmek için kişinin önce kendisine dönüp bu olayın kaynağını araştırmalı ve hatta bu kaynak çocukluktan gelip gelmediğini kontrol etmelidir.Kaynağı keşfetmek gereklidir ve bu kaynağı keşfetmek bizim bu sorunu çözmemiz konusunda gereklidir.Ayrıca bu sorunu çözebilmek için kıskançlık duygusu hissedilen kişi ilede halletme yoluna gidilmelidir.Kıskançlık duygusu hissedilen kişiye çok fazla iş düşmektedir ,anlayışlı ,sabırlı ve düşünceli davranması gerekmektedir,ayrıca kıskançlık duygusunu hat safhaya çıkaracak davranışlardan uzak durmalıdırlar.Eğer kıskançlık durumu ileri düzey ,yüksek dozda bir seviyede ise bir uzmandan ve bir psikologdan yardım alınmalıdır ,psikologdan yardım alınmazsa kendine zarar verme gibi durumlar ortaya çıkabilir ve bu seviye eğer gerçekten kendine zarar verme çapında ise bir psikiyatristten yardım alınmalıdır.

İşte Size Kendinize Göre Partner Bulma Yolları

İşte Size Kendinize Göre Partner Bulma YollarıHerkes aşık olmak istiyorken, peki ya yalnızların çok olmasının nedeni ;

İstemenin kendisi aslında çok fazla bir anlam ifade etmiyor.Tabiki aşık olmak isteriz ,birileri hayatımıza girsin onunla mutlu bir hayat yaşayalım isteriz ama istemekle olmuyor,neticede bunun için ne yapıyoruz önemli olanda budur aslında.Kendisini bile sevmeyen insanı başkaları nasıl sevsin yani yalnız insanlara bakıldığı zaman bir çoğu kendisinden hoşnut değildir.Ya bedenini sevmiyordur ,ya kültüründen hoşnu değildir ,ya işinden ,yani hayatında hoşlanmadığı bir çok şey vardır.Kendisi kendisi ile barışık değildir,o zaman o insanında birilerinin sevmesi ,hoşlanması veya taktir etmesi pekte beklenen bir durum değildir.Öncelikle kendimiz ile barışık olmalıyız,kendimizi sevebilecek hale getirmeliyiz ki cazibemiz olsun ,etrafımızdaki insanlara dönük bir etkimiz olsun ,çekim gücümüz olsun bu insanlar üzerinde.Özgüvenleri bu insanların önlerinde büyük bir engeldir ,kendilerine güvenleri az ve ağır hareket ederler,hayatın bazı şeylerionlara hazır bir şekilde sunulmasını beklerler,ne yazık ki hayat böyle değildir ,harekete geçmeden hiç bir şey önümüze hazır halde gelmez ,her birey kendi hayatını kendi düzenler.

Uyum ve Davranış Problemleri

Uyum ve Davranış ProblemleriParmak Emme
Tırnak Yeme
Çocukta Tikler
Yalan Söyleme
Çalma Hırsızlık
İnatçılık
Çekingenlik
Saldırganlık
Her çocuk doğduğu andan itibaren yaşama uyum gösterme çabası içindedir. Anne babasına ve çevresine alışmaya çalışır, zaman zaman uyum sağlamakta güçlük çekse de bunu başarır çocuğun davranışlarında bir uyum sorunu olup olmadığını anlamak için, anne babaların çocuklarının gelişim dönemlerine ait özellikleri, bu dönemlerin sürelerini ve çocuklarının kişilik yapılarını bilmeleri gerekir. Aksi halde anne babalar ya çocuklarındaki herhangi bir davranış sorununu fark edemez ya da çocuğun normal gelişimini uyumsuzluk olarak değerlendirip kaygılanırlar.

Beklentisizce Yaşamak

Beklentisizce Yaşamak

Bu aslında psikolojide bir kuraldır.Bu kurala uyan herkes hayatını mutlu olarak ilerletebilir.İnsan psikolojisi karmaşık yapıda bir haldedir ve hareketlerimizi

,yaşantımızı tamamiyle bu sistem yönetir ,beynimize bile hükmeden şey ,bulunduğumuz psikolojik halimizdir ve bu hal yaşantımızda karşımıza çıkan olaylara göre

değişir ve şekil alır.İnsanlar geçmişten günümüze her zaman bir faliyet içerisinde yer almaktadır.Yapılan her hareket psikolojiye dayalıdır ve uyuma hali dışındaki

tüm hareketlerimiz psikolojinin bir parçesıdır.uyuma halimiz ise psikolojik yaşantımızın rüyalarımızda çeşitli şekillerle ortaya çıkış durumudur.Günümüzde bir çok

insan istediği ve hayalini kurduğu hayat standartlarından uzak hayatını idam ettirmekte ve bu nedenlede mutlu olamamaktadır.

Aldanırız !

Aldanırız !Bu zamana kadar hep aldanırız hayatımızda ,kimimiz son gözüyle bakar olanlara ,kimimiz umursamaz yada kimimiz kader der herşeye...Bazıları hayal kurara canlandırır gözünde ama hepimiz aldanırız olan bitene.Oysa bizim ki en güzel aşk yada en büyük sevdadır ,içimize çekeriz yanan sigara dumanı gibi ,üzerine kimilerimiz damla yaşlar serpiştirir ,kimileri bir hasreti çeker gibi çeker içine ,görmedende severiz ilahi sevgimiz gibi...Bağlanırız,istemeden ,kayırsız ve şartsız bağlanırız ama hep aldanırız ,son saydıklarımız ilk bile olmamıştır aslında ,ağlarız ve yanlızlığa kapılırız ,hayatımıza giren hiç bir kimse benzemez onun o güzel gülüşüne ,bazılarımız umutsuzca başlar ve umudu doğar bir güneş gibi içerisinde ,ona şiirler adarız ve hatta yazarız ,satır satır ,mısra mısra .Gidene belki bir gün döner gözüyle bakarız ama gitmeler ,dönmelerden daha büyüktür hayatımızda ,hiç gelmezler,umutsuzluktur karşımıza çıkan herşey ,bir kadeh içki ve bir sigaradır derdimizin dermanı ,yalnızlığımızın tek arkadaşı.Yine aldanırız ,kendimizi içki şişesine terkederiz ,sanarız ki kaderin getiremediğini getirir içki.Özleriz bir ömür boyu ,adı bağlılık ve onsuz olduğu için yalnızlıktır ,tadı acı ,sözü yalancıdır işte bu ayrılığın bu ,yalnızlığın.

24 Ağustos 2011 Çarşamba

İlişkinizi Düzenleme

İlişkinizi DüzenleyinBir çoğumuzun başından çeşitli düzeyde ilişkiler geçmiştir ,kimileri kısa vaadeli ,kimileri ise uzun vaadeli olmuştur fakat hayatımız boyunca yanıldığımız bir çok yer olmuştur,ilişkilerimiz istediğimiz gibi yürümemiş ve istemediğimiz yerlerde son bulmuştur.Fakat bir ilişkide yanılmamak için yaşadığımız ilişkinin seyrini düzenlemek ve ilişkiyi gözlemek bizlerin elindedir,şimdi size bazı ipuçları ile ilişkimizi nasıl gözlemleyeceğimiz ve seyrini düzenlememiz hakkında bazı bilgiler vereceğim.Bu ipuçları sevgilinizin ve sizin bu ilişkiye ne kadar önem verdiğinizide gösterecektir.

23 Ağustos 2011 Salı

Kopya Çeken Öğrencinin Psikolojisi

Kopya Çeken Öğrencinin PsikolojisiKopya Çeken Öğrencinin Psikolojisi
Her öğrenci okul döneminde kopya çeker.Kopya adına geliştirilen onlarca taktik vardır. Kimibaşarılı öğrenciler kopyalarını gönül rahatlığı ile çekerken, kimi amatörler ise yazılı sırasında neye uğradığını şaşırırlar. Ama kimileri vardır ki ikisini
de yapmaz, oturur çalışırlar (benim gibi).

Kopyalar herkesin bildiği gibi çeşitli kollara ayrılır. Kimi öğrenciler yazılı önceleri oturur ve çok küçük boyuttaki kağıtlara kopya hazırlarlar. Ancak her öğrenci bu işe o kadar emek sarf etmeyebilir. Bu türden öğrenciler de bilindiği üzere yazılı sırasında,
bizzat kaynağından yani kitaptan gerekli bilgiyi alırlar. Ancak bir takım hocanın sorduğu soruyu kitaba bakarak yapmak mümkün olmayabilir. Olayın bu noktasında devreye arkadaşlar giriyor. Yazılı çalışan öğrenciler burada kilit noktayı oluşturuyor. Böyle bir
durumda yazılıdan hemen önce bir takım doğal telaşlar yaşanıyor. Öncelikle oluşan telaşın nedeni, parazit öğrencilerin, çalışmış

En Sevdiğim Melodimdin Sen

En Sevdiğim Melodim SenEn Sevdiğim Melodimdin Sen

Bir yol ki senin bendeki adin sadece çikmazlara çikiyor.
Bir çaresizlikten baska bir çaresizlige adimlarim oluyor gözyaslarim. Oysa sen beni hiç aglarken göremedin. Sana dogru attigim ürkek adimlari göremedigin gibi. Düslerimi karanlik uçurumlara bir bir firlatirken senin hala kalbimin bir yerinde oldugunu hissederdim. Kaçis yoktu senden,askindan...Solugumu bile çalmistin benden. Her gece uykusuzluk nöbetlerim,hiçkirarak aglayislarim olmustu farzlarim.
Kaçiyordu gözlerin gözlerimden,kaçiyordu gülümseyisin yüzünden,kaçiyordun benden;ardindan bakmakla hükümlüydü gözlerim,basimi yere çevirip yüzünün gölgesini görebilmek oldu tek lüksüm. Simdi ben de kaçiriyorum gözlerimi,gülümsememi senden. Tek farkimiz kaldi geçmis günlerden;sen benden kaçiyordun ben senin kaçisindan kaçtim...

Çelişkili Sözler

Çelişkili Sözler

Aslında bir ilişkinin korkulu rüyalarından biride çelişkili sözlerdir.Yapılan yanlışları örtmek adına çelişkili konuşmalar çiftleri bir çıkmaza sokabilir.Çok yakın zamanda yaşadığım bir olaysa bu konuyu açma sebeplerimden biri oldu aslında.Bir arkadaşım sevgilisinin onu 2-3 aydan bu yana aldattığını öğrendi ve arkadaşım bu duruma üzüldü fakat bu konuda işin en ilginç yanı ise sevgilisinin çelişkili konuşarak yaptıklarını gizlemek istemeseydi .Ama bir ilişkide yaşanılan en ufak çelişki bile o ilişkinin ilerlemesine engel olur ve çiftler bu çelişkileri düşündükçe birbirlerinden soğur .Yapılan herhangi bir yanlışı sevgilinizden asla gizlemeyin ve bir ilişkiyi ayakta tutmak istiyorsanız bu ilişki oyununu kuralları bozmadan oynayın.Sevgilinizin yapılmasını en çok istemediği davranışları öğrenin ve bu davranışlar sevgilinizin hassas noktaları olduğu için ne yaparsanız yapın o hassas noktalar üzerine yanlış yapmamak adına özen gösterin.Yalan bir ilişkinin bitiş noktasına yaklaştığı anlamına gelir ve bu yalanları çelişkilerle gizlemek ,iyi bir yalancı olmadan çeşitli yalanları ortaya atmak ve söylediğiniz yalanların

Yarsız Geçen Tek Bir Gün

Yarsız Geçen Tek Bir GünYarsız Geçen Tek Bir Gün

Hatırlanmak ister sevgililer,özel günlerde yada özel olmayan herhangi bir günde ,aslında birlikte yaşanılan her gün özeldir iki sevgili için ,çünkü nereye varacağı

belli değildir kaderin ,belki yollar ayrılır birgün ve acı sonlar gelir belkide ,birbirlerine aşk ile yada sevgiyle bağlanmıştır iki gönül ,kopmak istemez ,uzaklaşmak bile

korkusudur o sıcacık kalplerin.Değil birbirinden uzağı paylaşmak birbirinden uzakda alınan nefesler bile boğar ciğerleri ,iki sevgili öylesine çok istemiştir ki birbirini

,belkide geleceğe umutları vardır ,bir çokda hayalleri ama sonunu düşünmeden yola devam eder iki sevgili...Ve bir gün istenmeyen ayrılık çanları çalar

22 Ağustos 2011 Pazartesi

Ya Sev Yada Terket

Ya Sev Ya Terket KuralıBazen çok sevgiye ihtiyacımız olur ,ararız ararız gerçek diyebileceğimiz bir sevgiyi ama bulamayız ,yıllar geçer ve mutsuzluk ,ardından bedenimizi saran umutsuzluk alır götürür bizi ,yalnızlığa doğru,bu zamana kadar ne yaptıysak hata gibi gelir bize yada başkalarına ,her hareketimiz yanlış gelir kimilerine ve sevilmediğimizi ,yanımızdaki dostlarımızda birer birer uzaklaştığını görürüz ,yanlızlığa teslim olur ve kararmış bir tebessüme bürünürüz ,verebileceğimiz en büyük tebessüm içimizde büyük burukluğun olduğudur.Sevilmek isteriz ve karşımıza çıkan herkesi bizi sevebilecek biri gibi görürürüz ama aslında değildir ,sevmez ama seven insan taklidi yapar ,sevmeden yaşar seni tıpkı gerçek seven gibi ,işte hayatın en acı noktasıda böyle sıralanır aslında ,bizi sevmeyen insanların hayatımızda yer edinmesi ve bizi seviyor gibi bir kılığa bürünmesi.

Aşk Bize Yakıştı

Aşk Bize YakıştıAşk Bize Yakıştı
Gözlerim gözlerinin üzerinde, gözlerim bir maviliğin peşinde. Ne varsa geçmişe dair hepsini silip atmışım. Bir seni almışım yanıma, bir de sevdamı, maviliğe dalmışım. Gerçek nedir, ya hayal, unutmuşum hepsini...
Bir sana sarılıyorum, bir sana... Bir de yıldızlar örtüyor üzerimizi. Her biri aşk dolu mavi yıldızlar. Teninden yayılan sıcaklık deliyor gecenin karanlığını. En gerçek şey, tek gerçek şey sensin şimdi. Senden öncesi yoktu sanki, sonrası da olmasın.
Tenlerimiz bu ateşi beslerken ve aşkın maviliğine tutkunun kırmızısını eklerken ruhlarımız da birleşsin. Bir olalım, tek olalım, biz olalım, varsın kimse bilmesin. İlan etmeye gerek var mı bu coşkuyu? İlle birileri bilmeli mi yüreğimizdeki uçarı kuşları?
Sevmek yetmesin bize birleşsin dudaklarımız ve hiçbir söz o anı anlatmaya yetmesin.

Çocuklarda Çevresel Etmenler

Çocuklarda Çevresel EtmenlerÇocuklarda Çevresel Etmenler

Çocuklar muhakki anne ve babaların herşeyi olmakta ve anneler babalar üzerine titremektedir ve hiç bir zaman zarar görmelerini yada kötü alışkanlıklar kazanmalarını istememekle birlikte ,anne ve babaların korkulu rüyası olmaktadır aslında bu .Anne ve babalar geleceğe kazandırılan ,akıllı ve yararlı bir evlat yetiştirme çabalarında olmalarına ve gerekli eğitimleri vermelerine rağmen bazen çocuklarının istemediği türde davranış ve alışkanlıklara girmiş olmaları anne ve babaları üzer.Bir çocuk için verelibilecek en güzel eğitim aile eğitimidir ,unutmayın ki çocuğunuz sizden gördüklerini tekrarlar ,sizin davranışlarınız onlara yansır ve sizin birer aynanız haline gelirler, fakat anne ve baba eğitiminden sonra ise çevresel etmenlerde çok önemlidir.Anne ve babalar çocuklarının dert ve sıkıntılarına bir arkadaş gibi yaklaşmalıdırlar ve bunu ölçülü bir şekilde yapmanız gerekmektedir ,nedeni ise bir çocuğa arkadaş gibi yaklaşımınız gayet güzel bir tutumdur ,fakat bu davranışı ileri safhalara aldığınızda ise çocuğunuz size karşı abali tutumlar sergileyebilir ,kuralcı ama arkadaş gibi yaklaşan bir anne baba çocuklarını gayet mutlu eder.

Mutlu Eden Oyunlar

Mutlu Eden Oyunlar

Dünya bir yaşama sahası ama yaşantılarda çeşitli aslında ,mutlu yaşam ve mutsuz yaşam arasında bir çok fark var biz insanlar için ,mutsuzlukla geçen bir ömür bizim gözümüzde yaşanmamış gibidir ve o mutsuz geçen o süre çok uzundur.Halbuki mutluluk öyle mi ? Tabiki hayır ,geçip gide biz farkına bile varmadan ,düşünmeye bile vaktimiz yoktur tek istediğimiz mutluluğu yaşamak ,ya gerisi ne olacak ? İşte bu soru sorabildğimiz en yanlış sorulardandır ,geleceği iyi yada kötü düşünmek bizim hatamızdır aslında ,nedeni ise geleceği iyi düşünmek ,gelecektende umut beklemektir ve o umut bir gün istediğimiz gibi neticelenmez ise bizi hayal kırıklığına ve alışılmadık mutsuzluğa uğratır ,peki ya gelecği kötü düşünmek ? İşte buda bizi mutlu anımızı mutsuz etmeye yeter ,işte bu yüzden de mutluluk oyunu bizim doğumdan ölüme yapabileceğimiz ve hatta oynayabileceğimiz en pembe oyundur.Peki ya ne yaparsak bu oyunu doğru oynamış oluruz ? İşte cevabı ;

Her Aşk Duygusaldır, "Ama..." Öncesininde Sonrasınında Katilidir Mutlaka.

Her Aşk Duygusaldır, "Ama..." Öncesininde Sonrasınında Katilidir Mutlaka.Her Aşk Duygusaldır, "Ama..." Öncesininde Sonrasınında Katilidir Mutlaka.

Bu yazdıklarım Gerçeği bire bire yaşanmış, her insanın bir köşesinde saklı duran tüm duyguların tercümanı olabilir, yalnızca okumaya devam et. Şimdi duyacakların, hayatının büyük bir kısmında benden duymadığın kelimeler olacaktı. Ve sen söylediklerimden sonra ne demek istediğimi daha iyi anlayacaktın. Kalbinin ritmini duyar gibi oluyordum, büyük bir heyecan kaplıyordu tüm vucudunu, ne diyeceğimi merakla bekleyen gözlerle, tek bir kelime çıkabilmişti dudaklarından.

- Hadi !

Yaklaştım, ve eğildim biraz sana, kısık bir tonla söylüyordum.
Seni seviyorum ama...
Bu kadar mı diye düşünmeye başlamıştın, sabırsız bir ton ve şaşkın bir halde, nasıl yani ama? Seven insanın içinde ne gibi duygular saklıdır ki sevgisinin sonuna üç nokta getirecek tehlikeli bir cümle kurabilir. Bazen oluyor du, aslında bu ilk oluyordu. Başlamadan biten bir sevdanın son demlerini yaşayan bir kaptanın gemisini terk etmeme inadı gibiydi o sözcüklerimde ki, ama...

Sevgi Dengesi

Sevgi DengesiSevgi Dengesi

Ne yazıkki sevgi hiç bir zaman bir dengede olmadan ilerler ve bu bir çok şiirin konusu haline bile gelmiştir.Taraflardan biri daha çok sever ve sonucunda ise mutsuzluk kapıları açılmış kurbanlarını bekler.İşte bu sevgi dengesi biz insanların hayatını alt üst eden bir takım olaylarıda beraberinde getirir ve çok seven taraf ,diğer tarafın üzerine çok düşer ve az seven tarafın yaptığı ise çok seven tarafı mutsuz eder.Biz insanlar geçmişten günümüze buna hiç dur diyemedik ve gözlemlerimce diyemiyoruzda.Ayrılıklarda hep bu yüzden gelmekte ve taraflardan biri çok üzülürken diğeri az üzülmekte ve hatta hiç üzülmemektedir.Ayrılık çiftlerden çok seven tarafın korkulu rüyası haline gelmekte ve tüm dengelerini alt üst etmektedir.Her çift bu dengede aynı şartlarda değildir tabiki ,bazı çiftler ise bunu dengelemkte ve işte bu ilişkiler sonunda güzel bir yuva ve mutlu bir aileye kadar gitmektedir.Ama günümüzün ilişkileri kısa sürmekte ve ilişkiler bir oyun halini almaktadır.Size ilişkinizde gerçek mutluluğun formüllerini vermek istiyorum,bu formüller gözlemlerim ünlü aşk uzmanlarının fikirleriyle birlikte harmanlanarak ortaya çıkmıştır.

Miş'li Geçmiş Zamanın Anlattıkları

Miş'li Geçmiş Zamanın Anlattıkları Miş'li Geçmiş Zamanın Anlattıkları

Aslında hep aynı başlar biz insanların aşk hikayeleri.'İki sevgili varmış'... Varmış diyerek bu aşkın da geçmişte kaldığını anlıyor okur. Belki okumak istemeyecektir; sonu acıklıdır, hüzünlenir diye. Ama sonra içinden bir ses 'oku' der ve satırlardaki kelimeler dans etmeye başlar yavaşça. Aslında her hikayeden alınacak bir ders vardır, kaybedilecek bir şey yok.

Gelelim hikayemizin 'mişli' olan kısmına. İki sevgili varmış... Birbirlerine deliler gibi aşık olduklarını söylemeye gerek yok sanırım. Karşılıklı çıkara dayanan ilişkilerin içerisinde tertemiz kalmayı başaran bir aşkmış onlarınkisi. Birbirlerine verdikleri sözler hep ölümsüz bir aşkın yaşanması için harcadıkları çabaymış. Oysa hayat acımasızdı; insanlar da öyle... Karşılarına çıkacak engelleri aşmalı, güçlü olmayı başarmalıydılar.

Başarısızlık Nedenleri

Başarısızlık Nedenleri

Başarısızlık her insanı üzer ve insanların kendilerine olan inançlarını zedeler ama bu kesinlikle yanlış bir davranıştır .Herhangi bir konuda yapılan başarısızlık bizim hayatımızda tüm evrelerimizde aynı başarısızlığı teikleyebilir.Kendi ile barışık olan bir insan hayatın bir çok evresinde başarılı olmuş ve başarısızlıklarını ise "elimden geldiğince uğştım fakat olmadı" diye yorumlar ki bu bizim için en güzel düşüncedir aslında.

Başarısızlık kendimize yeterince güvenmediğimiz ve umutsuz yola girdiğimiz içindir aslında ve bir yola girmeden önce bazı yapmamız gerekenleri sıralamakta fayda var ,kendimize bu yapmamız gerekenleri inandırarak ve gerçekten uygulayarak yola başlamalıyız.İlk yapmamız gereken hedefimizi belirlemektir,ikinci yapmamız gereken yeteri kadar uğraşı ve çabadır ,daha sonra kendimizi sevmek ve başarılarımıza inanmak

Umutsuzluk Psikolojisi

Bu konu belkide bir çok insanın bazı dönemlerde başına gelen ,bazı insanların ise başına gelipte atlatamadığı ve hatta ömrü boyunca kapılıp gittiği ciddi konular arasındadır.Biz insanlar her zaman geçmişimizden ders çıkarırız ve geçmişimiz aslında geleceğimize yol çizer bu yüzdende geçmişte yaşanılan bir çok konu geleceğimizi tetikler ve yaşanılan kötü ve ardı sıra gelen olaylar ,bizim geçmişimize umutsuzluk olarak yansır,biliyoruz ki dünyada yaşayan her bir insanın ufak yada büyük bir çok sorunu ve sıkıntısı olmakta ama bu sıkıntılar hayatımızın bazı dönemlerinde karşımıza çıkmakta ve biz değiştikçe sıkıntılarımızda evrim geçirmekte ,değişmektedir,örneğin küçük bir çocuğun derdi ,bir oyuncakken daha büyük yaşlarda ise bir araba tek hayal ve derdiniz olabilir ve daha ileriki yaşlarda ise bu dertler ,sağlık olabilir ki dertlerin en büyüğüde aslında budur ,fakat sağlık derdi her insana ileriki yaşlarda değil bazı insanlara ise çocuklukta gelebilir ama burada unutmamız gereken bir şey varki biz arabayı dert olarak görürken bazı insanlar ise o arabayı kullanacak ele ve ayağa sahip değildir

19 Ağustos 2011 Cuma

Çocuğun Önünde Tartışmayın

 

 

Anne - Baba Kavgaları

 

 

H

er ebeveyn tartışır...Her ailede tartışma olur...Tartışma sağlıklı bir gelişim yoludur.Hiç tartışma yaşanmayan bir ailede çocuklar,tartışmanın ne olduğundan haberdar olmazlar.Bunun sonucunda  da kendilerini korumak konusunda da zorluk yaşarlar."Dolayısıyla önemli olan tartışmanın kendisi değil,niteliğidir" diyen Acıbadem ,Fulya ve Hastahaneleri Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Kültegin Ögel'e hemen herkesin merak ettiği "anne ve babalar çocuklarının önünde tartışmalı mı ? " sorusunu yönelttik işte yanıtı...

Çocuk Gelişimi

Çocuk Gelişimi

Çocuk gelişimi bir çok ebeveynin önem göstermesi gereken konular arasındadır ,insanların çocukluklarında aldıkları yetişme tarzları ve yaşamları geleceklerine yansır ,geçimsiz bir ailede yaşayan bir çok insan gelecekte agresif ve saldırgan tavırlar sergilemektedir,işte bu yüzdendir ki çocuk gelişimi gayet dikkat edilmesi gereken hususlar arasındadır,çocuğa karşı hiç bir zaman şiddet kulllanmamak gerekir,unutmayn ki şiddet görerek yetişen bir birey şiddetle dolacak ve geleceğinde de böyle bir kişiliğe sahip olacaktır ,çocuğunuza doğru ve yanlışları güzel ve anlayabileceği kelimelerle anlatın ve eğer çocuğunuzun sözünüzü dinlemesini istiyorsanız asla şiddet kullanmayın ve zaten şiddetle sizi bir süre dinleyen ve herşeyi sizin istediğinizce yapan birey ileride bunu kendi istediği gibi yapmaya ve sizin sözlerini

Çocuklarda Gelişim Problemleri

Çocuklarda Gelişim Problemleri

Çocuğumda bir gelişim problemi olması ihtimali nedir?

Pek yüksek değil. Hemen hemen bütün ebeveynler çocuklarının gelişiminden zaman zaman şüphe etseler de, çoğunun endişeleri yersizdir. Amerikan İstatistik Bürosu'nun 1994 yılı Ulusal Sağlık Görüşmeleri Anketlerinin son verilerine göre 5 yaşın altında sadece yüzde 3.4 oranda çocuğun gelişim geriliği bulunmaktadır. 6 yaşın altındaki çocuklar ancak fiziksel, zihinsel veya bilişsel olarak önemli derecede geri kalmışlarsa gelişimsel olarak geri kalmış olarak adlandırılır. Bunlar çiğneme, yeme, tuvaleti kullanma, dili anlama, ifade etme, talimatlara uyma, gayret ve enerji isteyen aktivitelere katılma, veya etrafta hareket etme ile ilgili problemlerdir. Sadece işitme, görme veya konuşma sakatlığı olan 5 yaşın altındaki çocuklar geri kalmış olarak düşünülmezler.

Çocuğunuza Hayır'ın Anlamını Öğretin

Çocuğunuza Hayır'ın Anlamını Öğretin

1 yaşındaki çocuklar farklı bir birey olmaya çalıştıkları için yetişkinleri dinleme gereğini duymazlar. Ancak dinlemekten çok hoşlanmayan bir ufaklığı bile disipline edebilirsiniz. Bu konuda sizin için hazırladığımız öneriler çok işinize yarayacak...
Çocukların size göre doğru olmayan davranışları, sizin otoritenize karşı gelmek için yapılan kasıtlı hareketler değildir. Sadece onların en büyük görevi olan dünyayı keşfetmenin birkaç yan etkisidir diyebiliriz. 1 yaşını yeni geçmiş küçük çocuklar yaptıkları hareketin ne gibi sonuçlar doğuracağını tahmin edemezler. Kendisine enterasan gelen bir nesneye doğru hemen atılırlar. Onu ellerine geçirmeleri durumunda kendilerini tehlikeye atabileceklerini ise düşünemezler. Onun davranışlarını anlayışla karşılıyor olsanız bile bazı şeyleri görmezden gelmeniz de gerekmez. Disiplin bir cezalandırma değil bir öğretme metodudur. Sizin yapmanız gereken, çocuğunuzun merakını ve öğrenme arzusunu azaltmadan ona limitleri olduğunu gösterebilmektir.

Yeni Başlayanlara Çocuk Disiplin Dersleri

Yeni Başlayanlara Çocuk Disiplin Dersleri

Uslu çocukların sırrı nedir? Cevabı, sınır koymaktan korkmayan bir anne-babaya sahip olmaları. Tavsiyelerimizle, olumsuz davranışlarını engelleyemeyen 2-3 yaşındaki çocuğunuzun davranışlarına sınır koyabilirsiniz.

İki-üç yaşlarındaki çocuklar evde veya onlarla bir yere ziyarete gittiğinizde, birtakım haylazlıklar yaparlar. Bu yaştaki çocuklar, neyin doğru neyin yanlış olduğunun farkındadırlar, ancak yanlış davranışı yapmamak için kendilerini engelleyemezler.

İki Çocuk ve Psikoloji

İki çocuk sahibi olmak harika bir duygudur ama bazı zorlukları vardır. Öncelikle ikinci çocuğa sahip olmak için doğru zamanı ayarlamanız, sonra da kardeşler arası oluşabilecek kıskançlıklarla ve kendinizle esinize zaman ayıramama gibi sorunlarla başa çıkmanız gerekiyor. Bu konuyu sizin için inceledik ve yaşamınızı kolaylaştıracak ipuçlarını derledik.

İkinci cocuga hemen mi sahip olacaksınız, yoksa bir müddet beklemeli misiniz? Bir başka bebeğin maddi ve manevi yükünü kaldıracak gibi değilsiniz; öte yandan çocuğunuzun kardeşinin olmasını, birlikte büyümelerini ve sizin de bir an evvel kariyerinize bıraktığınız yerden devam etmeyi istiyorsunuz. Peki ne yapmalısınız?

Çocuğunuza Kuralları Öğretin

Çocuğunuza 2 yaşından itibaren toplumsal kuralları öğretmek ve onun kibar bir insan olmasını sağlamak hem onun hem de sizin hayatınızı kolaylaştırır. İşte çocuğunuza bu kuralları öğretirken dikkat etmeniz gereken noktalar.

Ebeveynler sadece anne-baba değildir. Aynı zamanda çocuklarının şoförü, aşçısı, hemşiresi ve terzisi olma görevi de onlara düşer. Hatta çocuklara doğru yolu göstermeye çalışan rehber de olurlar. "Lütfen, salıncağa binmek için sıramızı bekleyelim, oyuncaklarımızı arkadaşlarımızla paylaşalım" gibi uyarıları yapmak da anne-babalara düşer.

Bebeğinize Dadı Seçimi

Anne-babaların çalışma hayatının devamlılığı, bebek ve çocukların bakımının sürdürülebilirlesi için dadılar, aile hayatında önemli bir yere sahip. Dolayısıyla dadı seçiminin ciddiye alınması gerekiyor. Bu konuda nelere dikkat etmeniz gerektiğini Psikolojik Danışman Belgin Temur anlattı.

Çalışan anneler için doğum sonrası ücretli izin yeni yasaya göre 4 ay, hem anne hem de babalar içinse ücretsiz izin 6 ay oldu. Süre ne kadar uzarsa uzasın, birçoğunuz, çalışma hayatına devam edebilmek için, çocuğunuzu bir gün bir "dadı"ya teslim etmek durumunda kalacaksınız. Tabii biricik anneniz bu "kutsal" görevi üstlenmediyse... Çalışan annelerin, endişelendikleri konulardan biri de, çocuğunu bir başkasına teslim etmektir. Mavi Psikolojik ve Danışmanlık Merkezi'nden Psikolojik Danışman Belgin Temur, bu konuda öneriler verdi.

Üretken Çocuklar Yetiştirebilirsiniz

Yaratıcı bir çocuğa sahip olmayı hangi anne-baba istemez ki? Uzmanlar çocukların yaratıcı bir yetişkin olmasının anne-babaların elinde olduğunu söylüyorlar. İşte, çocuğunuzun yaratıcılığını geliştirmenizi sağlayacak öneriler...

Pek çok kişi yaratıcılığın zekayla ilgili olduğunu düşünüyorlar. Ancak uzmanlar böyle olmadığını ve çocuklara uygun yaklaşımlarda bulunarak, onların yaratcılıklarını artırmanın mümkün olduğunu düşünüyorlar. Uzman Danışman Psikolog Filiz Çetin, Psikolog Ferahim Yeşilyurt çocuklarda yaratıcılığın geliştirilebildiğini belirterek, anne-babalara çocuklarının yaratıcılığını artırmaları için pek çok öneride bulundular.

Sabırlı Anne Baba Olmanın Yolları

Çocuğunuzu büyütürken en çok ihtiyacınız olan şey "sabır" olacaktır. Çünkü çocuklar adeta anne-babalarının ne kadar sabırlı olduklarını test etmek için hareket ederler. Eğer sizin sık sık sabrınız tükeniyor ve sesiniz yükseliyorsa, yazımızı mutlaka okuyun, yararını göreceksiniz
Çocuklar her zaman çok hızlı giyinmezler, siz telefondayken sessiz olmazlar, ellerini yıkamaktan hoşanmazlar. Sizin sabrınız da tükeniverir ve sesiniz yükselmeye başlar... Sesinizi yükselterek tehditler savurmak çocuklarınızı harekete geçirmenin, sessiz olmalarını sağlamanın veya sizi dinlemelerinin tek çaresi gibi gözükse de aslında sakin olmanız, onların işbirliğinize daha sıcak bakmalarını sağlar. Ancak eminiz ki, siz de sabırlı olmak istiyor ve çoğu zaman bunu başaramıyorsunuz.

Çocuğunuz "Ben Aşık Oldum" Derse

Çocuğunuz bir gün size "Anne ben aşık oldum" derse ne yaparsınız? Duymamazlığa gelip başka bir konu mu açarsınız, onu dinler misiniz, yoksa "Olmaz öyle şey, ayy ne ayıp" deyip konuyu kapatır mısınız? Siz ne yaparsınız bilemiyoruz, ama uzmanımızın tavsiyelerine kulak vermenizi tavsiye ediyoruz.

Yuvaya devam eden oğlunuz bir akşam size sınıf arkadaşı Pelin'e aşık olduğunu itiraf etti. Sevindiniz "Çocuğum bana her şeyini anlatıyor" diye. ama diğer yandan da kafanızda bir sürü soru işaretleri oluşmaya başladı. "Ona nasıl davranmalıyım, kızmalı mıyım, onu desteklemeli miyim?" gibi. Bunları düşünmekte haklısınız, çünkü böyle bir şey ilk defa başınıza geliyor. Ancak henüz böyle bir durumla karşılaşmadıysanız şanslısınız. Çünkü konuyla ilgili görüşlerini aldığımız Çocuk,Ergen ve Yetişkin Psikoterapisti

19 - 24 Ay Bebek Gelişim Rehberi

Onsekiz ayını tamamlayan masum küçüğünüz artık düşüp kalkmadan yürümeyi başarıyor olmalı. Ama unutmayın, daha çok değişecek ve öğreneceği çok şey var! Çocuğunuzun önemli gelişmeler göstereceği 19-24 ay arasındaki süreçte ay ay gelişim aşamalarını, sizi nelerin beklediğini ve nasıl bir yol izlemeniz gerektiğini dosyamızda bulacaksınız.

Bebeğiniz ilk yılını doldurduğunda ele avuca sığmaz olacak. Yürümeyi tam anlamıyla gerçekleştirebilmek için "hırs" yaptığını, düşüp bir yerlerini incitmesine rağmen kalkıp tekrar yürümesinden anlayabilirsiniz. En sonunda bu işi yüzde 100 kavradı mı, kendisini her şeyin hakimi olarak görmeye başlayacaktır. Çekmeceleri istediği gibi karıştıracak ve sizin istediğiniz bir şeyi yapmamak için direnecektir.

WISC-R (Weschler Çocuklar İçin Zekâ Ölçeği) Zeka Testi

Çocuklar İçin Zekâ ÖlçeğiTürkiye’de geçerliliği,güvenirliği yapılmış ve uygulanmakta olan en güncel zeka testidir. Test eğitimi dernek tarafından verilmekte olup uygulayıcı olabilmek için dernek tarafından verilmiş sertifika’ya sahip olunması gereklidir. Çocukların zihinsel performanslarını ölçmek için kullanılır ve bireysel olarak uygulanır. Test sözel bölüm ve performans bölüm olmak üzere iki ana bölüme ayrılır, bölümlerde kendi içlerinde 1 tanesi yedek olmak üzere 6 alt testten oluşmaktadır. Testin uygulanması çocuğun yaşına ve diğer etkenlere göre 60 ile 90 dakika arasında sürebilmektedir. Test sonucunda sözel, performans ve genel bölüm olmak üzere üç farklı zeka

Alt Islatma (Enuresis)

Çocuklarda Alt Islatma (Enuresıs)Çocukların büyük bir kısmı ikinci yaşının sonlarına doğru dışkılarını, üçüncü yaşının sonlarına doğru da çişlerini tutmayı öğrenirler. Her ne kadar bu yaşlar civarında öğrenme gerçekleşse de 4 - 5 yaşlarına kadar seyrek olarak gündüzleri, daha sık olarak ta geceleri altlarını ıslatabilirler. İlkokul çağındaki çocukların yüzde 10-15 kadarı, ergenlik çağındakilerin ise yüzde 2-3'ü yataklarını ıslatırlar. Erkek çocuklarda alt ıslatma kızlara oranla daha sık olarak karşılaşılır.

Alt ıslatmanın çeşitli nedenleri bulunur; bunlardan bir tanesi yetersiz ve düzensiz tuvalet eğitimidir. Uygun zamanda başlatılan ve sürdürülen bir eğitim çocuğun kaslarının ve sinirlerinin gelişmesi ve olgunlaşmasını da sağlar. Bir diğer neden olarak kalıtımsal bir faktörden de söz edilebilir. Alt ıslatma problemi olan çocukların bir bölümünün ailelerinde de bu problemin görüldüğü saptanmıştır. Ayrıca küçük bir oranda olsa alt ıslatmanın bedensel hastalıklar (böbrekte ve boşaltım yollarındaki doğuştan bir bozukluk v.b.) ile ilişkisi de olabilir. Saydığımız bu nedenler dışında alt ıslatma probleminin nedenlerinin büyük bir oranda psikolojik faktörlere bağlı olduğu bilinmektedir.

Uyum ve Davranış Problemleri

Uyum ve Davranış ProblemleriParmak Emme
Tırnak Yeme
Çocukta Tikler
Yalan Söyleme
Çalma Hırsızlık
İnatçılık
Çekingenlik
Saldırganlık
Her çocuk doğduğu andan itibaren yaşama uyum gösterme çabası içindedir. Anne babasına ve çevresine alışmaya çalışır, zaman zaman uyum sağlamakta güçlük çekse de bunu başarır çocuğun davranışlarında bir uyum sorunu olup olmadığını anlamak için, anne babaların çocuklarının gelişim dönemlerine ait özellikleri, bu dönemlerin sürelerini ve çocuklarının kişilik yapılarını bilmeleri gerekir. Aksi halde anne babalar ya çocuklarındaki herhangi bir davranış sorununu fark edemez ya da çocuğun normal gelişimini uyumsuzluk olarak değerlendirip kaygılanırlar.

Çocuklarda Okul Problemleri

Çocuklarda Okul ProblemleriAYRILIK ANKSİYETESİ

Ayrılık anksiyetesinin ardında bağımlılık gereksinimi vardır. Bağımlılık gereksinimi de, yardım ve güvenlik için bir başkasına dayanmadır.

Kendine güven ve kendi kendine yetebilme yeteneğinin gelişmesi için bebeklik ve ilk çocukluk yıllarında güvenli bir bağlanma ve duygusal bağımlılık ön koşuldur. Yaşla birlikte çocuğun bağımlı davranışlarında bir azalma görülür. Ancak bazı anne baba davranış tutumları, kazanılması gereken bu bağımsızlığı engelleyerek bağımlılığın sürdürülmesine ve bunun neticesinde de ayrılık anksiyetesinin oluşmasına neden olabilmektedir.

Bağımlılık eğilimi her insanda bulunan bir eğilimdir ancak bu bağımlılık ilişkilerinin bir denge içinde yürümesi gerekmektedir. Çok küçük çocuklar (bebekler) için bağımlılık normal, hatta sağlıklı bir durumdur. Ancak çocuk okul çağına geldiğinde bu durum devam ediyorsa bir takım sorunlara neden olabilir.

Evlat Edinilmiş Çocuk Psikolojisi

Evlat edinilme ihtiyacı olan bir çocuk için çok faydalı ve olumlu bir durumdur. 2/3 oranında akrabalar arasındadır. Çocuklar ne kadar geç yaşta evlat edinilirse, sorunlar da o kadar erken başlar. Yaş büyüdükçe zorlukların da arttığı tespit edilmiştir. Her yer değiştirme çocukta ayrı bir travma yaratır. Bu gibi çocuklarda davranış bozuklukları dikkat dağınıklığı, yalan söyleme gibi sorunların daha fazla görüldüğü bilinmektedir.

Eğer çocuk çok erken yaşta evlat edinilmişse sıklıkla bunun çocuğa ne zaman ve ne şekilde söyleneceği konusunda zorluklar yaşanır.

Çocuklarda Öfke Nöbetleri

ÇOCUKLARDA ÖFKE NÖBETLERİ Çocuklarda öfke durumunda görülen tepinme davranışı, engellenmeye karşı çıkmadaki reaksiyonlarının bağırma, çığlık atma, vurma, atma veya başını çarpma olduğu ufak çocukların sergilediği ‘korkunç ikili’ şeklindeki bir özelliktir. Bu durum çocuk psikolojisinin önemli konularındandır ve genellikle 15 ile 18. Aylar arasında başlar ve sıklıkla 3-4 yaşlara kadar devam eder, ki üç yaş çocuklarında oldukça sıktır. Çocukların benmerkezci yani dünyayı onların tüm ihtiyaçlarının anında karşılanması gereken bir yer gibi gördükleri çağlarda, nöbetler çok daha fazla görülür. Nöbetler daha çok çocuk yorgun veya sıkılmış ise ortaya çıkar. Eğer istedikleri şey gerçekleşmeze bu onlar için bir felaket olur ve çığlık atabilir, yerinde tepinebilir, bağırabilir ve yatıştırılamayacak derecede ağlamaya başlayabilirler. Ebeveynler tarafından çatışmadan kaçma ve uzlaşmayı sağlamak açısından istemeyerek de olsa bu nöbetler ödüllendirildiğinde çocuklarda isteklerini yerine getirme ile bu nöbetler pekişmiş olur ve çocuk isteklerinin yerine gelmesi için bu davranışı sergilemeye başlar.

Okul Başarısızlığı Psikolojisi

Okul BaşarısızlığıHer yıl karne zamanı yaklaştığında gazetelerde ya da TV lerde çok sıklıkla şöyle; Bir habere rastlarız karnesi zayıf geleceği için intihara kalkışan çocuklar, evden kaçan çocuklar ve karne üzerinde notlarını değiştirmeye çalışan çocukların sayısı hiçte az değildir.

Bunun NEDENİ, maalesef yanlış, anne, baba tutumlarıdır. Anne babalar çocuklarına kötü not alırsan, ya da kötü karne getirirsen gözüme gözükme ve benzeri tehditler ile çocuğu korkutmaktadırlar. Ve bu durumda karnesi kötü olan çocuk yukarıda söylediğimiz gibi olumsuz yollara başvurmakta, hatta maalesef intihar ve bunun sonucunda ölümler olabilmektedir. Bu tür olayların önüne geçebilmek için iş, ailelere düşmektedir.

Çocuklarda Yalan Söyleme

Cocuk Nicin Yalan Soyler? Cocuk Ve Yalan

Yalan, bir hatayi gizlemek dolayisiyla cezadan kacinmak icin soylenir.

Yasamin ilk bes yilinda cocugun soyledigi yalanlardan endise duyulmamalidir.Cunku gercegi algilama ve ona dsadik kalma yetisi yas ilerledikce gelisir.

Gercegi ayirtedebilen bir cocuk, yine de yalan soylemeye devam edebilir.Cocuk yalan soyler cunku...

Ayrılık Durumunda Çocuğun Psikolojisi ve Boşanmanın Çocuk Üzerindeki Etkileri

                                                                  

Ayrılık Durumunda Çocuğun Psikolojisi ve Boşanmanın Çocuk Üzerindeki Etkileri

     “ANNE – BABA OLMAK”

Yaşamın en zor seçimlerinden biridir anne – baba olmak. İnsan bir kez bu seçimi yaptı mı, yaşam asla eskisi gibi sürmez. Çiftler eş rollerinden farkında olmadan çıkarken, anne – baba rolleri ağırlığını hissettirir. Ne zaman çocuklar büyüyüp evden uzaklaşırlarsa, eşler anne – baba rolünden tekrar eş rolüne dönerler ve ilişkilerinde o güne değin konuşulmayanlar, biriktirilen öfkeler, çözümlenmemiş çatışmalar ve bastırılmış duygular yüzeye çıkarak ilişkileri tehdit ederler.

İlişkileri sarsan ve tehdit eden bu dönem “40 Yaş Dönemi” olarak da adlandırılır. Bu yaşlarda bireyler, geçmiş yaşamlarını ve seçimlerini yoğun bir şekilde sorgularlar. Sorgulamaları sonucunda geçmişte yaşadıklarına ilişkin olumlu duygular yaşarlarsa farklı arayışlar içinde olmazlar. Bireyler bu dönemi aynı zamanda, “kaçırılan fırsatların yakalanması için son şans dönemi” olarak da algılarlar ve geçmişte yaptıkları seçimlerden dolayı mutsuzlarsa yeni arayışlara ve yaşantılara yelken açarlar. Evliliklerin çoğu bu dönemde test edilir, sarsılır, zarar görür ya da ayrılıkla sonuçlanır.

Ayrılık süreci genelde sancılıdır ve iki tarafa da acı verir. Özellikle aldatılma nedeniyle gerçekleşen ayrılıklarda karşı tarafa yönelik yoğun bir öfke patlaması oluşur.

Çocuklarda Parmak Emme

Cocuklar emme faaliyetlerinden hoslanirlar.Annelerini emerek onla aralarinda duygusal bir bag kurmakta ve bu arada karinlarini da doyurmaktadirlar. Cocuklarda 1 yasina kadar emme faaliyeti faydalidir ve normaldir.Bebek beslenmesi bittikten sonra da parmagini emerse bu yeterince emme faaliyetinin yerine getirilmediğini diger bir deyişle yeterince doyurulmadığını düşündürebilir.Araştırmalar göstermektedir ki, 5-6 yaşlarina kadar parmak emme zararli değildir. Ancak sosyal ortamlarda ebeveynler cocukların bu davranısından rahatsızlık duyarlar ve bu emme davranışı ebeveynler için sorun olur. Bu durumda aşağıdaki davranış biçimlerinin benimsenmesi öneririm:

Çocuk ve Sorumluluk

Cocuk ve Sorumluluk

Iletisim catismalarinin nedenlerinden biri de birey olarak sinirlarimizi ve sorumluluklarimizi bilmemekten kaynaklanmaktadir.Bu nedenle cocuk yetistirirken.dikkat etmemeiz gereken en önemli noktalardan biri, cocuklarimiza. neyi, ne zaman ve nasil yapacaklarini (yani sinirliliklar) ve davranislarinin sorumlulugunu almayi ögretmektir.

Aile icinde sinir ve sorumluluklarinin biblincinde olan cocuklar, yarin, toplum icinde de kendi sorumluluklarini üstlenen , baskasinin haklarina saygi gosteren yetiskinler olacaklardir..

Ebeveynler olarak neler yapmaliyiz??

Cezada Psikodinamik

Cezanin PsikoDinamigi

Ceza terimi, olumsuz bir itici uyaricinin, bir davranimin yapilmasindan sonra ona bagli olarak uygulanmasi olayina verilen teknik bir isimdir.

Ceza, istenmedik davranimlari bastirma tekniklerinden biridir.Davranis dagarcigina bir sey katmaz, fakat davranis dagarcigindaki bir davranisin bastirilmasini saglayabilir.

Bu anlamiyla ceza, yeni bir davranis ogrenmeyi degil, ,istenmedik bir davranisi yapmamayi ögretir.

Ceza iki sekilde uygulanir..

Psikososyal Gelişim Dönemleri

Psikososyal Gelisim Donemleri

Kuramci, Erikson a gore, gelisim yasamin tumune yayilmaktadir.Bu kuramcinin belirttigi gelisim evrelerinden bazilari, yas sinirlari kesin olmamakla beraber, söyledir:

1-Oral dönem (0 ? 1 yas...güven ya da güvensizlik):

Bu dönemde cocugun cevresiyle etkilesimi, güven ya da güvensizlik duygularinin yerlesmesinde etkilidir.Bebegin annesiyle olan iliskisi onun herseyidir.Dolayisiyla bebegin ihtiyac ver gereksinimlerinin karsilanmasi, anne ile bebek arasinda karsilikli anlayis ve guvenin olusmasini saglar.

Bu temel duygunun gelisimi ise ilerideki yillarda bieryin cevresiyle kurdugu ilsikilerde kendine guven duymasi demektir.

Kendine guvenen kisiler, kendi degerlerinin bilincinde olarak, digerleriyle daha rahat ve sevgi dolu iliskiler kurarlar.

18 Ağustos 2011 Perşembe

Aşk ve Sevgi Kavramları

Aşk ve Sevgi Kavramları
Aşk Ve Sevgi Kavramları
Aşk ve sevgi kavramları geçmişten bugüne birbiri ile karıştırılan duygulardır ,bu iki duygu arasında yapılan araştırmalar sonucundan duyguların farklılıkları ve devam süreleri kanıtlanmıştır,aşk duygusu bir insanı muhtaç gibi göründüren bir duygudur ,heyecan verici ama kısa süren bir duygudur ve evli olan çiftlerde yaşanılan aşk duygusu zamanla yerini sevgiye bırakır ve eğer sevgi duygusu yerini almazsa ilişkinizin sonuna doğru yaklaşırsınız.Bir insanın aşık olduğunda vücudunda gerçekleşen hareketlilik sevgi duygusunda daha farklı hâl alır ,aşk duygusu heyecana kapılmanızı sağlar şimdi size örneklerle bunu açıklayayım .Örneğin bir sevgiliniz var ve siz ona aşık mısın yoksa seviyor musunuz işte buna karar vermek size zor gelebilir ama aslında sanıldığı gibi zor değildir,öncelikle kendi tavırlarınızı sorgulayın ,mesela ona karşı davranışlarınızı ,onun karşısına geçtiğinizde siz ne gibi değişimlerin olduğuna bakın ,çok mu heyecanlanıyorsunuz ,gözlerine bakamıyor musunuz ? yada tam tersine gözlerine bakmak isteyip rahatça bakabiliyor musunuz ,işte bu farklılar sizdeki duyguların ne yönde olduğunu belirtecektir ,aşk öncelikle size heyecan katacağını bilmelisiniz ,aşık olan bir insan

İnsanları Etkileme Nedir?

 

İnsanları Etkilemek Nedir?

İnsanları Etkileme Nedir?

İnsanları etkilemek insanların duygularını ,zevklerini veya düşüncelerini çeşitli şekillerde harekete geçirmek demektir,etkileyici konuşma yapabilen bir insan diğer insanlar tarafından sevilen bir bireydir ve bu tür bireylere toplum tarafından ilgi büyüktür ama tabiki bunun bazı kural ve yolları vardır ,insanları etkilemek ne sanıldığı kadar zor nede çok kolaydır,doğru bilgiyle yapaılamayacak şey yoktur ve bu bilgiyi ,öğrenmenin yanında uygulama yeteneğinizide konuşturmanız gereklidir ,bir insanı etkilemek onu kendinize aşık yetmek yada sevdirmekle sınırlı değildir ,insanları etkilemenin konusuna göre çeşidi vardır ,mesela tercih edilen bir insan olmak ,iş hayatı ,günlük hayat ve aşk hayatınızda size bir çok avantajlar sunar ,insanları etkilemede başarılı olmak için öncelikle ,boş konuşmak gibi durumlardan kesinlikle kaçınmalısınız ,bilmediğiniz

konuda konuşmak

Kadınları Etkileme

Kadınları Etkile

Kadınları etkilemek adından anlaşılacağı gibi bir sanattır ve son zamanlardaki gözlemlerime göre kadınlar erkeklerin hâl ve tavırlarından şikayetçiler,nedeni ise erkeklerin sorumsuz davranışları ve kadınlara karşı yanlış ve kaba davranışlarda bulunmalarıdır,unutulmamalıdır ki kadınlar son derece nazik ve bir o kadarda kurnaz canlılardır ve erkekler kadınlar için ,kadınlar erkekler için yaratılmıştır,kadın ve erkek bir bütünü ve dünya sistemini oluşturan iki eşsiz varlıktır,şimdi burada kadınları etkilemenin sırlarından size bahsedeceğim bu konu benim ilgi alanlarımdan ve son derece başarılı olduğum bir takım konulardan biridir,senelerin bilgisi ve deneyimlerim ile bir kadının kalbine giden yolu ve bir kadını etkilemenin ince ayrıntılarından bahsedeceğim ve tabiki bu konuda bilgi sahibi olmamında ilk araştırma zamanlarımda bir çok kaynağın ve bir çok kadının yardımı vardır ve bu yazımı ince ayrıntıları kaçırmamam konusunda bazı bayanlardan yardım alarak yazımı şekillendireceğim ,öncelikle kadınları etkileme yollarını konular altında yazarak her konunun çeşitli içeriklerini konu altına yazarak yazımın daha eğlenceli olmasını ve daha anlaşılır bir kaynak olmasını sağlamak istiyorum,elbetteki bazı kaynaklarda yine bana yardımcı olacak ve kaynaklarıda yazımda belirteceğim,şimdi isterseniz konumuza yavaşça giriş yapalım.

Mehmet Coşkundeniz - Takıntılı Sevgili

Takıntılı Sevgili
Takıntılı Sevgili

Sevgilinizin şuan hoşunuza giden davranışlarının bir süre sonra sizi rahatsız edebileceğini biliyor muydunuz? Mesela sizi sahiplenen, koruyan ,kollayan ,her işinizi halleden,size hiçbir sorumluluk bırakmayan sevgilinin aslında ileri derecede takıntılı olabileceği aklınıza geldi mi ? Bu yazı tüm bildilerinizi değiştirecek.

Takıntılı Sevgili


Sevgilinizin üzerinize düşmesi,bir dediğinizi iki etmemesi,sizin için herşeyi yapması ne kadar mutluluk verici değil mi ?Peki bir süre sonra bu ilşikiden sıkıldığınızda ve ayrılmak istediğinizde o sevgilinin sizin için bir kabusa dönüşebileceğini biliyor musunuz? Çünkü aslında sizin o kadar üzerinize düşmesinin ,her hareketinizi kontrol etmesinin ve sizi herşeyden sakınmasının nedeni takıntılı bir kişiliğe sahip olması olabilir.Şimdi Psikiyatr Dr. Nihat Kaya'dan 'takıntılı kişilik' özelliklerinin ne olduklarını öğrenelim.

1)

Takıntılı kişilik özelliklerini taşıyan kişiler ; hem kendi üzerlerinde hemde çevrelerinde denetimi sağlamak için önlemler alır.

2)

Yaklaşımlarında ölçülüdürler.

3)

İlişkilerde ihtiyatlı,düşünceleri mantıklıdır.Bu özelliklerinde aşırıya kaçarlarsa sert görünüşlü ve bilgiçlik taslayan kişiler olurlar.

4)

Duygular ve sezgiler yerine ,nedensellik ve mantıksal olma üzerine dururlar.Nesnel olmak için ellerinden geleni yaparlar.

5)

Taşkınlık yapmaktan kaçınırlar.

6)

İlişkilerde ölçülü ve duygusal olarak mesafeli görünürler,aynı zamanda dengeli, güvenirlik ve dürüstlük niteliklerine sahiptirler.

7)

İlişkilerinde kendilerini tutma duygularını frenlemelerine ek olarak çevrelerinde egemenlik kurmayı severler.

8 )

Takıntılı,saplantılı kişiler için her şeyin bir yeri vardır.Her şey yerli yerinde olmalıdır.

9)

Temizliğe düşkün ve düzenlidirler.

10)

Herşeyi tam zamanında yapan dakik kişilerdir.

11)

Çevresindeki kişilerin ve ilişkilerin önceden belirlendiği gibi davranmasını,daha çok kendi istekleri doğrultusunda davranmasını severler.

12)

Takıntılı kişilerin düşünce ve davranışlarına karşı geldiğinde,şaşırtıcı ,dikkafelı ve inatçı olabilirler.

13)

Doğruluğa ve dürüstlüğe çok öenm verirler.

14)

Mülkiyet hukuku duyguları çok güçlüdür.

15)

Çok tutumlu davranırlar ve sahip oldukları şeyleri çok zor paylaşırşar.

Bazen İşe Yarıyor


Dr. Nihat Kaya'ya göre aslında bu özellikler çok işe ayarıyor.Bu özelliklere sahip olan kişiler işlerinde başarılı olabiliyor,toplumlarına yararlı olabiliyor.Ama bunun bir dengesi var.Aşırıya kaçtığı anda tüm bu özellikler bir anda negatif anlam içermeye başlıyor.Takıntıları,saplantıları olan kişiler düşünce veya eylemde bunları etkisiz hale getirmeye çalışırlar.Örneğin ,tüm gazı kapatıp kapatmadığı ile ilgili takıntıları olan bir kişi tüpü kapattığına ilişkin güvence duymak için tüpü tekrar tekrar kontrol eder.Bu takıntı düşüncelerini etkisizleştirmeye çalışır.Tekrarlayan davranışları olan bir kişi (sürekli el yıkayan ,sıraya koyan) ya da zihinsel eylemleri olan (dua etmek,sayı saymak,çeşitli kelimeleri aklından geçirmek gibi) kişinin bu tarz davranışlarının anlamı huzursuzluk ve gerginlik azaltmak ,sıkıntıdan kurtulmaktır.Kişi bu davranışları doğrultusunda haz almaz,doyum sağlamaz.Örneğin ,küfür etme takıntısı olan kişi düşünmek istemediği sövme işinden kurtulmak için 100 kez 10'dan 100'e kadar sayı sayabilir.takıntılı ve saplantılı kişiler ,neden yaptıklarını bilmeden kndilerinin yarattığı ayrıntılı kurallara göre katı bir biçimde uyulan ya da basma kalıp olan bir takım eylem ve davranışları yerine getirirler.En sık gördüğünüz davranışlar yıkama temizleme ,sayma kontrol etme,sıraya koymaktır.Kişiler davranışlarını mantıklı olup olmadığı konusunda kararsızlık içindedir.Kişi takıntı ve saplantılarının mantıksız olduğunu kabul ettiği zamanlarda bunlara karşı koymak için çaba gösterir.Ancak kişinin gösterdiği bu çaba sırasında sıkıntısı artıp,istemediği davranışları yapmasına yol açar.

Saplantı ve Takıntılara Örnekler

  • Birisini yaralama ya da birisine zarar verme dürtüsü
  • Geçmişteki bir yaşantıyla ilişki olarak birisine karşı yoğun öfke duymayla ilgili düşünceler.
  • Sevdiği birinin başına kaza geleceği düşüncesi
  • Birisine açık saçık şeyler söyleme ya da sövme dürtüsü.
  • Yakın arkadaşı ya da ailesinden birinin yaralanacağı, öleceği düşüncesi.
  • Cinsel şiddet eylemleri düşüncesi.
  • Sağlığı ile ilgili olarak bir şeylerin yolunda gitmediği düşüncesi.
  • Birisine fiziksel ya da sözlü olarak saldırıda bulunma dürtüsü.
  • Çocuklarının başına bir şey geleceği,özellikle kaza geçirecekleri düşüncesi.
  • Karısının zarar görmüş olup  olmadığı düşüncesi.
  • Birisine bağırıp çağırma dürtüsü.
  • Çocuklarına zarar verme ya da onlara şiddet kullanma dürtüsü.
  • Araba kullanırken arabaya çarpma dürtüsü.
  • Birisine saldırma ve şiddetle cezalandırma dürtüsü.
  • İnsanlara kaba saba şeyler söyleme dürtüsü.
  • Olası kazaları ya da aksilikleri düşünme.(genellikle bir geziye çıkmak üzereyken )
  • Kalabalıkta bir kişiyi itme dürtüsü.
  • Belirli bir takım kişilere saldırma dürtüsü.
  • Uygunsuz bir takım şeyler söyleme dürtüsü.
  • Tanıdık ve bildik olan ya da olmayan çekici kadınlara karşı duyulan cinsel dürtü.
  • Birisinin yeryüzünde yok olmasını isteme dürtüsü.
  • Olağandışı cinsel eylemlerde bulunma düşüncesi.
  • Utanç duyduğu,küçük düştüğü,rezil olduğu geçmişteki yaşantılarını düşünme.
  • Birisine saldırıda bulunam ve öldürme dürtüsü.
  • Bir bankayı soyma gibi çok sıra dışı bir olay gerçekleştirmiş olabileceği düşüncesi.
  • Binanın tepesinden atlama dürtüsü.
  • Eşine acı vererek belirli bir takım cinsel eylemlerde bulunma dürtüsü.
  • Trenin yaklaştığı bir sırada  demir yoluna atlama dürtüsü.
  • Sevdiği birine fiziksel olarak zarar verme düşüncesi.

Bu Konunun Bir Sonraki Bölümü Olan (Takıntının Belirtileri) Adlı Makaleye Gitmek İçin Tıklayınız.

Bu içerik posta gazetesi köşe yazarı Mehmet Coşkundenize posta gazetesindeki yazısına aittir

Mehmet Coşkundeniz - Takıntının Belirtileri

Takıntının Belirtileri

Diğer yazıda sevgilinizin takıntılı bir kişiliğe sahip olmadığını test ettiniz.Peki ya siz ? Sizin kişiliğiniz takıntılı mı ?
  • Evden çıktınız,daha merdivenlerden inmeden "Acaba ocağı kapattım mı ? Ütünün fişini prizden çektim mi ?" diye içinize bir kurt düştü.Dönüp tekrar rekrar kontrol ettiniz mi ?
  • Yolda yürürken birilerine dokundunuz."Acaba bana hastalık bulaştı mı ? Kuduz mu  oldum, AIDS mi oldum " diye düşünüp doktora,tahlil yaptırmaya koştunuz ve bunu hep yinelediniz mi ?
  • Karşı cinse baktığınızda hemen onun cinsel organı mı aklınıza geliyor Bu nedenle utanıp,başınızı mı çeviriyorsunuz?
  • "Acaba çocuğuma zarar verir miyim? Eşime,çocuğuma bıçakla saldırır, boğazını sıkar mıyım? diye düşünüyor musunuz?
  • Otomobil plakalarını,levhalarını okuyor ; düşündüğünüz ya da gördüğünüz sayıları sürekli tekrarlıyor musunuz?

Mehmet Coşkundeniz - Kadınlar Nasıl Erkek İstiyor?

 

Kadınlar Nasıl Erkek İstiyor?

Kadınlar Nasıl Erkek İstiyor?

Erkeklerin kafasını karıştıran bir sorudur bu.Kadınların nasıl bir erkek istediği konusunda çeşitli araştırmalar,bilimsel veriler,anketler var.Sosyal medyayı kullanarak bir anket de ben yaptım.Aşağıda okuyacaklarınız bire bir ,gerçek kadınların cevaplarıdır.Bu nedenle çok önemlidir,erkekler için bulunmaz bir nimettir.

Mehmet Coşkundeniz - Kadın Ağzından Erkek Tanımı

Kadınlar Nasıl Erkek İstiyor?

Kadın Ağzından Erkek Tanımı

Twiter'dan ve Facebook'tan hanımlar nasıl erkek istediklerini yazdı.Hepsini önceki sayfada okudunuz.Şimdi yine bir kadının ağzından erkeklerin gerçekte nasıl olduklarını okumak ister misiniz? Okurum Dilek Gizem Saraç bunu gerçekten çok iyi toparlamış.Buyurun...
  • Kapalı isterler,gördükleri her açık kadına bakarlar.
  • Oturaklı isterler,oynakların peşinde koşarlar.
  • İyi bir ev kadını isterler,bardan diskodan çıkmazlar.
  • Güzel olsun isterler,o güzel kadına her bakana erkeklik taslarlar.Birini çok isterler,elde edince başkasına kayarlar.

Av. Cevat KAZMA : Boşanmanın Hukuki Nedenleri Nelerdir?

 

Boşanmaların Hukuki Nedenleri Nelerdir?

Türk Medeni Kanunu'na göre boşanma nedenlerini Avukat Cevat Kazma anlatıyor:

Bilindiği üzere evlilik hukuken resmi şekil şartına tabi bir sözleşmedir. Bu sebepledir ki evlilik sözleşmesi evlendirme memurunun önünde yazılı olarak imzalanmadığı takdirde geçerli bir evlilik birliği oluşmaz.

Evlilik birliğinin kurulması ile birlikte evlilik hukuken korunma altına alınmakta ve eşlerin karşılıklı olarak yükümlülükleri doğmaktadır. Bu yükümlülükleri yerine getirmeyen eş hukuken kusurlu eş olarak adlandırılır ve bu durum diğer eşe boşanma davası açma hakkı verir.

Boşanmanın Eşler Arasındaki Nedenleri Nelerdir?

 

Boşanmanın Eşler Arasındaki Nedenleri Nelerdir?

Evlilikler genel olarak, hayatı birlikte geçirmek ve paylaşmak üzere oluşturululan kesintisiz organizasyonlardır. Her ne kadar hayat boyu bir birliktelik planlansa da, çeşitli nedenlerle kesintisiz birliktelik sağlanamaz ve evliliklerin önemli bir kısmı ayrılmayla sonuçlanır. ABD'de her iki evlilikten biri boşanmayla sonuçlanmaktadır. Ülkemizde de boşanma oranları hızla artmaktadır. Boşanma istatistikleri dikkate alındığında başlıca aşağıdaki nedenler sıralanabilir:

Uzmanlarca: İşte Gerçek Aşkın Tanımı

 

İşte Gerçek Aşkın Tanımı

İlişki uzmanlarına göre aşk öyle aniden oluşuveren bir duygu değil...
Aşık olan herkesin kıskanç olması da gerekmiyor! İşte sizlere gerçek
aşkın ne olduğuyla ilgili bilimsel açıklamalar!

Gerçek aşk aniden olmaz

Yıldırım aşkı diye birşey yoktur; görür görmez hissedilen aşk değil
karşılıklı çekim olabilir. Pek çoğumuz bu tip yargıları kendimiz
yaratıyoruz. Gerçekte görünüşü davranışları ve konuşmalarıya tam
aradığımız gibi birini bulmak yalnızca çekim duymak anlamına gelir. Bu
çekim aşka dönüşebilir ancak bunun için zaman şarttır.

10 Maddeyle "İyi Sevgili Olma" Sanatı

10 Maddeyle "İyi Sevgili Olma" Sanatı

 

1. İlk kural, bir adet doğru insan bulun.
2. Hakkediyorsa ona karşı iyi davranın ki elde tutabilesiniz. Genelde erkekler kötü davranan kızlara, kızlar ise kendilerine prenses muamelesi çeken erkeklere yaklaşıyor.
3. Kızları mutlu etmenin yolu biraz masraflı ama daha kesin. Kız arkadaşına durup dururken ufak da olsa hediye veren bir erkekten hiç bir kız kolay kolay vazgeçemez.
4. Sevgililik aşamasına terfi ettikten sonra her iki cinsin de en mutlak beklentisi ilgi. İlgi göstermenin çeşitli yolları var; bunların başında görüşmeseniz bile hergün telefonla aramak, kişisel sorunlarıyla ilgilenmek, sık sık program yapmak, iltifata boğmak, şımartmak vs. geliyor.

Sevgiliniz Sizi Seviyor mu? Sevmiyor mu?

[caption id="attachment_1414" align="alignleft" width="207" caption="Seviyor - Sevmiyor"]Seviyor - Sevmiyor[/caption]

Sevgiliniz Sizi Seviyor mu? Sevmiyor mu? 

 

Seviyor mu
Sevmiyor mu?

Aşkta şüphe normaldir. İnsanın içi içini yer, ‘acaba beni seviyor mu, hâlâ bana aşık mı?’ diye... Oysa bazı davranışlar var ki, sözler ne olursa olsun, niyeti açığa çıkarıyor. kadınlar ve erkekler için farklı yöntemler aşağıda...

Aşkınızı Kendinize Bağlama Yöntemleri

Aşkınızı Kendinize Bağlama Yöntemleri

Onu çok seviyorsunuz ve size bağlanmasını istiyorsunuz ama ne yapacağınızı bilmiyorsunuz. İşte size önerebileceğimiz 10 yöntem:

1. 2011'li yılların hengamesinde yaşıyoruz, işinizin zor, rekabetin çetin olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
2. Sadece fedakarlıkla ve aşırı verici olarak bağlamak garantili bir yöntem değildir, üstelik aksi bir durum olduğunda verdiklerinizle kalakalırsınız.
3. Bir bağlama büyüsü yapın! Yapın ki çözülemesin.
4. Anlayışlı ve ilgili olun, değilseniz olmayı öğrenin.

20'li Yaşlarda Kadın

20'li Yaşlardaki Kadın

20 'li yaşlardaki kadın . . .

Ne ister?.

Her cumartesi gecesi, yeni ve heyecan verici bir yere gitmek ve ona ayak uydurabilecek bir erkek isterler.

Ne düşünür?

20li yaşlardaki kadının beynindeki doğal ironi şöyledir. her yaştan ve meslekten erkek onun kalbini kazanmak için çok isteklidir ama o durumun tam tersi olduğunu sanar. sağlıklı ve diridir ama kendine mütemadiyen süper modellerle kıyaslar. Kendi yumuşak cildini,sıkı kalçasını ve diri göğüslerini beğenmez. Hırslı ve yaratıcıdır ama kariyer merdivenine aşağıdan baktığından asla yukarıya çıkamayacağını ve para kazanamayacağına inanır. Psikoterapistler de bundan farklı bir şey söylemez. 20'lerindeki kadın için....
"Sürekli kim olduklarını ve ne istediklerini bilmediklerinden yakınırlar.
Bu. hem "doğaçlama" davranmalarına, hem de kendi kararlarına güvenememelerine sebep olur."

Yoksa Sevgiliniz Sizi Aldatıyor mu? Okuyun, Öğrenin. . .

Sizi Aldatıyor mu

Yoksa Sevgiliniz Sizi Aldatıyor mu? Okuyun, Öğrenin. . .

Sevdiğiniz kadının garip davranışları sizi korkutuyor mu? “Bir başkası mı var?” diyorsanız, yazımızı okuyun... İşte size merak ettiğiniz konuda ipucu verecek 10 işaret:

1. Farklı kokuyorsa... Sevgiliniz birden yeni bir koku kullanmaya başladıysa korkmayın. Ancak giysilerinde ve vücudunda bir erkek kokusu varsa, şüphelenmeye başlayabilirsiniz.

2. Artık sizinle fazla ilgilenmiyorsa... Bir zamanlar, her yaptığınız ve her söylediğinizle ilgilenirdi. Ancak birden bütün bunlar önemsiz olmaya başladı. Sadece hatalarınızı kabullenmiş ve sizi olduğunuz gibi kabul etmiş olabilir, ancak yepyeni biriyle tanışmış da olabilir.

Kız Tavlama Sanatı

Kız Tavlama Sanatı

Kız Tavlama Sanatı

Bundan daha gıcık bir başlık olamaz ama ne yapayım konu gerçekten bu!

ÖNCE BİLİMSEL METODOLOJİ!

"Off! Adam amma da damardan giriyor" diyeceksiniz. Kim bilir belki de haklı olacaksınız. O zaman isterseniz yazının ortalarına kadar gidip "Kız Tavlama Sanatı" diye tekrarladığımız başlığı bulup oradan okumaya devam edin. Ancak hemen söyleyeyim bu bölümü okumazsanız çok önemli şeyler kaçıracaksınız.

Erkekadam'ın SÖZ bölümündeki yazılarda tam anlamıyla bir bilimsel yaklaşım söz konusu. Bu durum adı geçen yazıların çok müthiş şeyler

Kadınlar Kimleri Sever?

Kadınlar Kimleri Sever

Kadınlar Kimleri Sever?

Biz erkekler hiç bir zaman, kadınların ilgisinin ve beğenilerinin merkezi olan bazı erkeklerin, neden kadınlara çekici geldiklerini anlayamamışızdır. Uzun boylu-ince belli hanımların yanındaki şekilsiz ayılar, yüksek sınıf saç ve kıyafetli hanımefendilerin yanındaki bıyıklı-pis sakallı magandalar, kariyer güzellerinin yanındaki çulsuzlar, rafine entellektüellerin yanındaki saf delikanlılar bizi hep kızdırır. Cıvık, ya da soğuk, maço ya da efemine, güzel ya da yakışıklı, yetenekli ya da yeteneksiz, başarılı ya da başarısız olsunlar, bazı erkekler kadınları çeker. Kadınların bu erkeklere olan zaaflarını anlayabilmek için, esprili olmak, kaliteli genlere sahip olmak gibi bazı bilinçaltı nedenleri bahane ederiz. Ama bunların hiç birine sahip olamayan adamlar bile, bizim gözümüzde en “iyi” hanımları “kandırabilmektedir”. Oysa burada dalyan gibi delikanlılar vardır.

Acı ama gerçek, aslında bu erkeklerin ortak bir yönü vardır. Bu erkekler kadınları severler. Bu kadar basit mi? Maalesef, evet. Onlar kadınları sever ve anlamaya çalışırlar. Kadınları anlamamak, tanıyamamak, tahmin edememek onlar için sorun değildir. Kedi seven insanlar gibi, sevdikleri varlığı yargılamadan sevmeyi, üsluplarına ve bu üslupların istisnalarına saygı duymayı, farklılığa toleransı öğrenmişlerdir.

Mehmet Coşkundeniz - Herkes Mi Aldatır?

Herkes Mi Aldatır

Yalnız olan da sevgilisi olan da evli olanda aldatılmaktan korkuyo.Hele hele daha önceki ilişkisinde aldatılmış olanla,ikinci kez aynı şeyi yaşadıklarında şu soruyu sormaya başlıyor: "Herkes mi aldatı?" Güvenin tamamen kaybolduğu noktada bu sorunun soulması doğaldı.Zaten asıl mesele "Güven nedir?" sorusunun cevabını bulmaktır.

Herkes Mi Aldatır?

Yazıya bir kaç araştırmanın sonuçlarını vererk başlayalım.Türkieyede 2010'da 120 bine yakın cift boşandı.Boşanma gerekçesi olarak eski tabiriyle 'şiddetli geçimsizlik' yeni Medeni Kanun'a göre ise 'aile birliğinin temeldem sarsılması' gösteriyor.Boşanmaların yüzde 95'inin sebebi bu. Ama aile birliğinin temelde sarsan şeyin ne olduğu konusunda mahkemelerde kayıt yok.Devletinde bu konuda çok uzun süredir bir araştırması yok.En son 2006'da Başbakanlık Aile Kurumu'nun yaptığı 'Boşanma Sebepleri' adlı araştırmalar her 3 çiftten birinin aladatma nedeniyle boşandığını gösteriyor.Kadınların yüzde 31'i erkeklerin yüzdet 32'si aladatma

Mehmet Coşkundeniz - Aldatma Sonrası İyileşme Süreci

Aldatma Sonrası İyileşme Süreci

Aldatma Sonrası İyileşme Süreci

1-

Öncelikle ilişkini devam edip etmeyeceğine karar verilmesi gerekiyor.Kararsızlık süreci aşıldıktan sonra mutlaka devam ya da ayrılma konusunda bir karar alınması ve bu karar doğrultusunda ilerlenmesi şart.

2-

Aldatma ile ilgili yüzleşmenin tam olarak sağlanması gerek.Aldatan taraf,aldatılan tarafa her şeyi tüm açıklığıyla anlatmalı,tüm sorularına cevap vermelidir.Bu yüzleşme bir kez yapıldıktan sonra aynı konu tekrar tekrar gündeme getirilmemelidir.

3-

Aldatan tarafın ya da aldatılan tarafın psikolojik sorunları olup olmadığı konusunda mutlaka uzmana başvurulmalıdır.Piskolojik sorunlar giderilmediği taktirde travmayı atlatma süresi uzayacak,hatta imkansız hale gelecektir.

Çalışanlarda Boşanma Oranı Daha Yüksek

Çalışanlarda Boşanma Oranı Daha Yüksek

TNS Piar Araştırma Şirketi'nin yaptığı araştırmanın sonuçları bilinen birçok doğruyu değiştiriyor. Araştırma sonuçlarına göre eğitim seviyesi ve çalışma hayatı evlilik ve boşanmayı etkiliyor.

Evlilik sezonunun başladığı bugünlerde evlenen çok sayıda çift kadar, ne yazık ki boşanan çiftler de gündelik yaşamları meşgul edebiliyor. Davranış Bilimleri Enstitüsü (DBE) evliliklerin tatmin edici olup olmayacağını önceden bilebilmek, aileyi güçlendirmek, evli olmayan çiftleri evliliğe hazırlamak,

Kadınlar Kasıntılı Erkeği Gülen Erkeğe Tercih Ediyor

Kadınlar Kasıntılı Erkeği Gülen Erkeğe Tercih Ediyor

Kadınlar Kasıntılı Erkeği Gülen Erkeğe Tercih Ediyor

KANADA’da yapılan araştırmaya göre, kadınlar gülümseyen erkekleri yeterince erkeksi ve güçlü bulmuyor.

Amerikan Psikolojik Birliği’nin dergisi Emotion’da çıkan, British Columbia Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya binden fazla kişi katıldı. Kadınlara, gülen erkeklerle

Bu Yazıyı Sadece Kızlar Okusun !

Bu Yazıyı Sadece Kızlar Okusun

Bu Yazıyı Sadece Kızlar Okusun !

Evlenemediği için ölen ; daha doğrusu ölüm nedeni " Evlenememek " olan hiçbir insan olmamıştır . Tıbben mümkün değildir . Biz de boşa konuşmuyoruz herhalde . Adalet Bakanlığı'nın bütün adli tıp raporlarını inceledim . Yok . Tabii evlenemediği için intihar edenler olmuş ama ölüm nedenleri evlenememek değil . Zehirlenme , yüksekten düşme sonucu kafa travması , nefes borusunun insanın kendi ağırlığına mukavim olmaması gibi nedenler . Ama karı kısmısının büyük bir bölümü bu gerçeği göz ardı ederek , evlenemeyerek ölünebileceğini anne , baba ve sevgililerine ispatlamak için "O'nunla evlenmezsem ölürüm" nakaratını bıkmadan usanmadan sayıklarlar . Herkesin buna en az kendileri kadar inanmasını isterler . Kızlar bu iddialarını hiçbir zaman ispatlayamayacaklar ama ben bu nakarattaki üçüncü tekil şahıs adılının gereksizliğini tüm delilleriyle ispat edeceğim . Görürsünüz siz... Evet orada "O" diye ifade edilen beyefendinin , yani erkeklerin , evlenme olayıyla bağlantısı o kadar küçük ki olmasa da olur gibi birşey . Ancak toplumsal tabular sayesinde olmazsa olmaz haline gelebiliyor . Gelin beyler ; el ele verip bu tabuları yıkalım ve "Olmasa da olur" anlayışını

İkili İlişkilerde Bazı Senaryolar

İkili İliskilerde Bazı Senaryolar

İkili İlişkilerde Bazı Senaryolar

Televizyondaki Türk Filmi'nden gelen "Artık birbirimize aidiz; Ebediyen!" şeklindeki buğulu ses, ekrana bakıldığında birbirlerine şefkatle sarılmış iki aşığın görüntüsü ile bütünleşir. Birbirini seven bu iki insan, yakınlaşırlar ve aralarından su sızmaz şekilde birbirlerine sarılırlar. Tek arzuları tüm zamanlarını bir arada geçirmektir. Bu karalarında zorlama yoktur. Taraflar gönüllü olarak birbirleri ile yalnız kalmış ve gözleri de başka bir insan ya da olayı görmemektedir muhtemelen. Böyle bir ilişkinin içinde o esnada, başkalarına yer yoktur.   Şimdi başka bir filmdeki başka bir sahneye geçelim. Bu çift yine evlerinde, yalnız olarak oturmaktadırlar. Kapı çalınır içeriye erkeğin erkek arkadaşlarından biri girer. Gazete okuyup, televizyon seyretmekten zaten biraz sıkılmış olan erkek, karşısında eski çocukluk arkadaşını görünce sevinçten hoplar ve bu sevinci fark eden kadının göğsünde hafif bir sıkışma olursa da, gelen o kadar da kötü bir insan değildir. Ama yine de içini tarifi zor bir huzursuzluk kaplamıştır.   Açılan konular eski günlere gittikçe eski arkadaşlar özlenir ve telefonlar çalışır, her gelmeye karar veren kişiyi, gizlice içeriye mutfağa gidip, birbiri ile sinirli, fakat

Erkek Çelişkileri

Erkek Çelişkileri

Erkek Çelişkileri

İlk Gün Tanrım bu kadın Afrodit’in ta kendisi... Ne yapıp edip telefonunu almalıyım.Bir bahane lazım.Tamam, buldum.”Affedersiniz,bu projeyle ilgili bir şey sormam gerekebilir.Telefonunuzu alabilir miyim?” Verdi ama numaraları söylerken çok soğuktu.Galiba beğenmedi beni.Aman canım,sanki dünya güzeli.Hem şöyle bir bakınca bacakları da çarpık duruyor. O Günün Akşamı Offff,hatun aklımdan çıkmıyor.Arasam mı? Ne diyeceğim arayıp? Daha bugün çalışmaya başladık. Ararsam hemen havalara girecek.Dur bakayım bir çaldırıp kapatayım telefonu.Al işte evde bile yok. Kimbilir kiminle nerede.Belki de sevgilisi vardır.Zaten böyle güzel hatunları hep başkları kapar.En iyisi ben eski sevgilimi arayayım. Ertesi Gün Olmaz ki kardeşim.böyle de giyinilmez ki... İnsanın baktıkça bakası

30'lu Yaşlardaki Kadın

30'lu Yaşlardaki Kadın

30'lu Yaşlardaki Kadın

Ne ister?
Yakın, ciddi bir ilişki.
Arkadaşlarla akşam yemekleri, başarılı bir kariyer. . .

Ne düşünür?
30'lu yaşlarını yaşayan bir kadın, 20li yaşlardaki erkeğin bitmez enerjisi, yenilmezlik sancısı ve kaşıntılı sabırsızlığına sahiptir. Azla yetinmeme çırpınışları, büyük sitres yaşamasına yol açar. Eğer size bıkmadan destek olacak, size ilham verecek bir kadın istiyorsanız, 30lu yaşlarındaki kadınlar bu iş için biçilmez kaftandır. Yüksek cinsel gücü olan, yatakta eğlenmeyi seven bir kadındır.

40'lu Yaşlardaki Kadın

40'lı yaşlardaki kadın

40'lı yaşlardaki kadın

Ne ister?
Hem sizin hem onun ihtiyaçlarını karşılayan dürüst bir ilişki. . .
Doyurucu bir yaşam ve kendisi olmak. . .

Ne düşünür?
Bu kadınlar genellikle parasal yönden rahata ermiş, sağlıklı ve sonuna kadar mükemmeli aramak için hayatın çok kısa olduğunun farkına varmış kadınlardır. Dul ve yeniden evlenmek isteyen kadınlar ilişkilere, genç kadınlara göre daha gerçekçi bakarlar. Başarılı bir ilişkinin birlik, uzlaşma ve paylaşımla ortaya çıktığını bilirler. Ayrıca güçlü yanlarıyla gurur duyar, zayıf yönlerini kabul ederler. İnsanları olduğu gibi kabul etmeyi bilirler. Bu özellikler iyi bir ilişki için çok yapıcı unsurlardır. 40'lı yaşlarını yaşayan kadınlar, daha gençken cesaret edemedikleri yaramaz eğlencelere peşinden gitmekten korkmazlar. Bir çok kadın için bu yaşlar sex yaşamlarının zirfesine geldikleri yaşlardır. Orgazm takliti yapmaktansa, orgazm olana kadar

Evet hadi gel bana yakışıklım !

Evet hadi gel bana yakışıklım !

Evet hadi gel bana yakışıklım !

sonbil 'in yazarlarından Betül Özlü olarak
Size çok önemli tiyolar vereceğim.
Lütfen arkanıza yaslanın ve tiyolarımızın keyfini çıkarın.

Kızlar bu yazım size.
Düşünün ki sevdiğiniz ve çok hoşlandığınız bir erkek var hayatınızda ama bir türlü ona açılamıyorsunuz. Ne yapmanız gerekiyor? Fazla düşünmeye gerek yok. Kendinizi gösterin. Çekiciliğinizi kullanın. Bir kadının en büyük silahı seksiliğidir. Bu kozunuzu değerlendirerek istediğiniz erkeği kafalamanın yolları

Mehmet Coşkundeniz - Aşk Mevsimi Geldi

Aşk Mevsimi Geldi

Aşk Mevsimi Geldi

Yaz nihayet kendini gösterdi.Güneş ışınları,vücudumuzu yeniliyor.Duygularımız daha coşkulu hale geliyor.Bu da bizim yeni aşklara açık olmamızı sağlıyor.Tatil boyunca yaşayacağınız aşk size hayatınızın en mutlu günlerini geçirtebilir.Ama bazı şeylere dikkat etmezseniz kabusunuz da olabilir.

Güneş ışınlarının dünyamıza daha dik gelmeye başladığı mevsime ,yaz mevsimi denir.Bu ilk okul tanımını şu yüzden yaptım:Yaz aşklarının güneş ışınlarıyla direkt ilgisi var.Güneş ışınları hücrelerimizi tazelerken vücudumuzdaki bazı salgıların da yoğunlaşmasını sağlıyor.Mesela serotonin ve melatonin.Serotonin bildiğiniz üzere ,mutluluk hormonu.Mutlu olmamızı sağlıyor.Melatonin ise stres engelleyici .Yani bir çeşit antidepresan .Kış mevsiminin yarattığı depresif etkilerin hakkından geliyor.Daha coşkulu olmamızı sağlıyor..Şimdi bunlar işin fiziksel kısmı .Bir de ruhsal durumumuz var.Hepimiz tatillerde kendimizi daha rahatlamış hissederiz.

Mehmet Coşkundeniz - Bahanesi Bol İlişki

Bahanesi Bol İliski

Bahanesi Bol İlişki

'Ben herkesin içinde duygularımı gösteremem'

Çekingen insanlar vardır ve bunlar duygularını gösterme konusunda sıkıntı yaşar.Ancak siz ona cesaret verirseniz bunu aşabilir.Siz cesaret verdiğiniz halde hâlâ bunu yapamıyorsa durum vahim demektir.Bunun iki nedeni var.Ya sizinle sıkı fıkı olmak istemiyor ya da birilerinin sizi öyle görüp bir başkasına aktarmasından korkuyor.O bir başkası kim ki ? Elbette ki hayatındaki ikinci kişi .Belki de üçüncü ...Kim bilebilir ki ?

Mehmet Coşkundeniz - Aşkta Tartışma Adabı

Aşkta Tartışma Adabı

Aşkta Tartışma Adabı

Tartışmasız bir ilşiki domatessiz menemene benzer.Yani böyle bir şey olmaz.Tartışmalar aşkı besler,canlı hareketli bir ilşki sağlar.Tabii tartışmanın yolunu ,yönetimini bilirseniz...Her tartışmayı "Bitti bu aşk" diye bitiriyorsanız,merak etmeyin birkaç tartışma sonra kesinlikle bitecektir.Öyleyse tartışma adabını öğrenmeniz gerekir.

İki ayrı yaradılışta,iki ayrı kişilikte ,iki ayrı özellikte,iki ayrı insanın bir ilişkiyi yürütebilmesi aslında hiç kolay değil.Zaten aslında birbirinin aynı olan insanların ilişkisi çok uzun sürmez.Çünkü aşk aslında ,kişinin kendindeki eksikleri başkasında tamamlama arzusudur.Bu nedenle aslında birbirinden farklı olan kişilerin birbirine aşık olma olasılığı çok yüksektir.Aşk ilişkiye döndüğünde bu farklı kişiler başta bocalama yaşayabilir ama biribirlerine üstünlüklerini kabul ettirmek yerine

Kadınların Kalbini Çalmanın 8 Yolu

Kadınların Kalbini Çalmanın 8 Yolu

Kadınların Kalbini Çalmanın 8 Yolu

Kadinlarin kalbini çalmayi basarmak için dürüstlügün  her seyden önemli tutması ve güveninirliğin çeşitli yollarla gösterilmesi  gerekiyor. Iste dürüstlük ve diger püf noktalara değinelim...

Asagidaki 8 öneri, iliskinizi ileriye götürmenize ve kiz arkadasinizin sevgisini kazanmaniza yarayabilir. Söylemesi bizden, denemesi sizden...

Erkeklerin, kadinlarin kalbini çalmayi basarmalari için dürüstlügü her seyden önemli tutmalari gerekiyor. Iste dürüstlük ve diger püf noktalari.

Bir Kadınla Sonsuza ...

Bir Kadınla Sonsuza

Bir Kadınla Sonsuza ...

Başlıktanda anlaşılacağı üzere bu makalede kadınların eğlendiği ve evlendiği erkek çeşitlerinden bahsedeceğiz.Kadınlar gençlik çağlarını deli dolu ,kıpırtılı bir erkek arayışı ile geçirir ve bu erkeklerde sevme yetisinin ileri seviyede olmasını isterler ,her kadın sevilmeye layıktır fakat gençlik çağlarındaki kadınlar kendilerine eziyet eden erkeklere karşı daha büyük ilgi duymaktadırlar ama hiç bir zaman böyle bir erkekle evlenme gibi hayaller kurmazlar sadece kurduklarını sanır ve söylerler .Aslında evlenecekleri erkekler çoğunukla sakin ,kendilerini koruyabilen fakat kadının sözünü dinleyen ,yeri geldiğinde kadına sert çıkan ama asla kıyamayan işine ve gücüne gidip gelen ,kariyer sahibi ,akıllı ve ailesine önem veren erkeklerdir.Deli dolu

Erkeğin Aşkını Anlayın

Evet hadi gel bana yakışıklım !

Erkeklerin İlk Buluşmada Kadında Aradığı 6 Özellik

İlk buluşmanın önemi çok büyüktür.İçimizde bi heyecan bide beğenilmeme kuşkusu vardır.Vaktimizin çoğu ayna önünde geçer.Kendimizi güzel görmek ve göstermek bizim için çok önemlidir.Peki erkekler bu ilk buluşmada neye dikkat eder?

Bunların ilki gülümsemenizdir. İçten mi yoksa zorla mı gülümsüyorsunuz? Ya da gülümsemeniz öğle yemeğinde ne yediğinizi ele mi veriyor?
İkincisi saçınız.Kadınların yegane aksesuarlarından biri olan saçlarının kesimi, tarzı ya da boya tonu erkekleri ilgilendirmez. Onlar sadece saçınızın yumuşak ve güzel kokması ile ilgilenir.