% 100 Düşünce Gücü: Psikojenez Yolu
Kitap ÖzetiYazar bu kitabında özetle, Evren’in en büyük gücünün düşünce olduğunu söylüyor ve ekliyor,” yaşamınızı yöneten şey aslında düşünce biçiminizdir. Düşünme biçiminiz sizi başarıdan başarıya ya da tam bir başarısızlığa götürebilir; size sevgi ve mutluluk ya da yalnızlık ve sefil bir yaşam verebilir.”
Yazar, kitabında öncelikle psikojenezin tanımını yapmış. Psikojenez, ”Her şey düşüncede başlar” prensibidir. Hepimiz bilinçaltımızı nasıl temizleyeceğimizi, bir gün gerçekleşmesini istemediğimiz düşünceleri oradan nasıl söküp atacağımızı öğrenmek zorundayız. Düşüncemize ve dolayısıyla hayatımıza hakim olabileceğimizi; bilinçaltına emirler verebileceğimizi ve Evren’in gücü ve bilgeliği sayesinde bu emirlerin yerine getirileceğini kanıtlamak zorundayız. Kendini yönetme, aklın, onu takip edip olumlu emirlerimizi yerine getireceğini bilerek bilinçaltını olumlu yönde yeniden yönlendirme sanatıdır.
Kişinin bilinçli olarak düşündüğü her şey bilinçaltını etkiler ve bu düşünce, içerdiği arzu ve güce göre gerçekleşir. Kişi kendisiyle ilgili inandığı, hayal ettiği, güvenle beklediği şeyleri mutlaka yaşayacaktır. Düşüncelerimizi yalnızca biz seçiyor ve bu düşünceler hayatımızı biçimlendiriyor.
Kitabın büyük bölümünde ‘kendine güven’ konusuna değinmiş. Kendine güven, aklın kesin bir inanç ve güvenle büyük ve gurur verici işlerde kullanımıdır. Bir çok insan, arkadaşları tarafından onaylanmama korkusu yüzünden becerilerini ortaya koymaktan kaçınır. Bu korku, insanların orjinal düşüncelerden uzak durup çoğunluğun düşüncelerine koru körüne bağlanma eğilimini açıklıyor. Bugün uygarlığımızda, ‘normal’ olma isteği neredeyse ***** haline gelmiştir. Sonunda insan düşünebilme yeteneğine olan inancını yitirir; gazete kutsal kitabı, arkadaşlarının onayı ise enbüyük amacı olur. Böylece gerçek kimliğini kaybeder.
Hayatımızı yönlendiren karar verme konusunda, kitapta yer alan bazı böümler;
Düşüncelerine hakim olamayanlar davranışlarına da hakim olamazlar.karar vermeyen ilerleyemez kararsızlık olursa bilinçaltı karmaşaya düşer. Biz çoğu açıları kendimiz seçeriz. Karar vermek kadar bu kararlara sadık kalmak da önemlidir. Her dakika fikir değiştirirsek bilinçaltı ne yapacağını bilemez. Bilinçaltı sürekli olarak bilinçten gelen emirleri yerine getirir. Bilinçaltı biliç tarafından inanılan her emre yanıt verir. Kararsızlık olursa, her dakika fikir değiştirilirse, bilinçaltı karmaşaya düşer. Bir emri yerine getirmeden yenisi gelir, ayak uydurmaya çalışır, ama yapamaz. Sadık bir hizmetkardır, ama bu durumda ne yapacağını bilemez.
Kesin kararlar vermeyi öğrenmeliyiz. Insana seçme hakkı verilmiştir. Kullanıp kullanmamak kendisine bağlıdır. Yanlış seçim yapmaktan korktuğumuz için seçim yapmaya çekiinirsek bilinçaltının eli kolu bağlanır, çıkmaza girer ve hiçbir şey başaramaz.
Yazarın bir diğer önemli saptaması ise endişe üzerine olmuştur. Endişe, düş gücünün olumsuz kullanımıdır. Zihnimizin imgeleme melekesini yapıcı ya da yıkıcı yönde kullanabiliriz. En kötü olasılığı düşlersek, bu endişedir ve yıkıcıdır. Doğru, endişe duyduğumuz şeyler ara sıra gerçekleşirler, ama endişe bazen olayın kendisi kadar zararlı olur. Olumlu düşünce doğru ve mükemmel eyleme geçiş yoludur. Olumsuz düşünce, aklın yaratıcı sürecinin serbest akışını engeller.
Sonuç olarak kitapta;büyük sorunlarımız olduğunu kanıtlamaya çalışmaktan vazgeçmemiz gerektiği, düşünce çıkmazından çıkış yolunun, düşünce biçimimizi değiştirmek olduğu vurgulanmaktadır. Aklın tüm yanıtlara sahip olduğunu unutmamız, her güçlükten bir çıkış yolu olduğunu bilmemiz, evrensel zeka’nın hayatımıza yön vermesine ve yönetmesine izin verdiğimizde imkansız diye bir şeyin olamayacağı anlatılmaktadır. Yazara göre evrensel zeka, yanıtları sağlamakla kalmayıp, bu yanıtların yaşamımızda iyi deneyimlere dönüşmesinin yollarını da açmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz İçin Teşekkürler...