23 Ağustos 2011 Salı

Kopya Çeken Öğrencinin Psikolojisi

Kopya Çeken Öğrencinin PsikolojisiKopya Çeken Öğrencinin Psikolojisi
Her öğrenci okul döneminde kopya çeker.Kopya adına geliştirilen onlarca taktik vardır. Kimibaşarılı öğrenciler kopyalarını gönül rahatlığı ile çekerken, kimi amatörler ise yazılı sırasında neye uğradığını şaşırırlar. Ama kimileri vardır ki ikisini
de yapmaz, oturur çalışırlar (benim gibi).

Kopyalar herkesin bildiği gibi çeşitli kollara ayrılır. Kimi öğrenciler yazılı önceleri oturur ve çok küçük boyuttaki kağıtlara kopya hazırlarlar. Ancak her öğrenci bu işe o kadar emek sarf etmeyebilir. Bu türden öğrenciler de bilindiği üzere yazılı sırasında,
bizzat kaynağından yani kitaptan gerekli bilgiyi alırlar. Ancak bir takım hocanın sorduğu soruyu kitaba bakarak yapmak mümkün olmayabilir. Olayın bu noktasında devreye arkadaşlar giriyor. Yazılı çalışan öğrenciler burada kilit noktayı oluşturuyor. Böyle bir
durumda yazılıdan hemen önce bir takım doğal telaşlar yaşanıyor. Öncelikle oluşan telaşın nedeni, parazit öğrencilerin, çalışmış öğrencilerin sağında, solunda, önünde veya arkasında oturmaya yöneliktir. Tabi bu tür stratejik önemi olan noktalara oturmak hiçte kolay olmuyor. Oralara oturmak isteyenler kaynak öğrenciye yemek, sinema vb. tekliflerde bulunuyorlar,yani ilişkilerini iyi tutuyorda diyebiliriz. Sonuç olarak en iyi teklifi sunan parazitler muratlarına eriyorlar. Ancak olay burada bitmez. Yazılı sırasında kaynağı dört taraftan da çevreleyen parazitler, kaynağı sürekli olarak 'Lan 3. Soru??' vb. sorularla
rahat bırakmazlar. Bu tür baskılar altında kalan kaynak bırakın parazitlerin yazılısını, kendi yazılısını bile yapamaz. Böyle bir vakanın ardından parazitler ile kaynak arsında geçen diyalog görülmeye değer.

Bunların yanı sıra bir takım öğrenci grubu vardır ki bunlar ortak çalışırlar. Yazılı konusunu ikiye bölerler, yada bir tanesi bir dersin yazılısına, diğeri de başka bir dersin yazılısına çalışmak suretiyle bir takım anlaşma yaparlar. Şimdiye kadar anlattıklarım hepimizin bildiği ve yaşadığı olaylar. Ben ise kopyanın tarihçesini anlatmak istiyorum.

Uzun araştırmalar sonucu ortaya çıkan ilk sonuç şu ki, tarihte bilinen ilk kopyacı bir Türk'tür. Göktürkler zamanında ortaya çıkan bu ilk kopyacı Türk, bir sınav sırasında arkadaşına bakarak ilk kopyayı çekti. Bu olay ayrıntılı bir biçimde Göktürk yazıtlarında da geçer. Kopyanın geliştirilmesi Anadolu Selçuklu dönemine rastlar. O dönemde yaşayan ve Aristo'dan etkilenen bir çocuk tarafından geliştirilen ayağa ve ele yazma taktiği günümüzde pek rağbet görmemektedir. Buna rağmen araştırmacılara göre bu buluş kopya tarihinde bir dönüm noktasıdır. Aynı zaman da bu olay tarihte Harekat-ı Kopya olarak geçer. Kopyadan ilk yakalanan ise Emevi asıllı bir Arap çocuğudur(1465). Bu çocuğun hatası tüm öğrencileri etkilemiştir. Çünkü bu olayla birlikte kopya kavramını öğretmenler de öğrenmi? oldu. Bazı tarih bilginlerine göre kopya, Viyana kuşatması sırasında Avrupalıların eline geçmiştir. Hatta bu bilginlere göre Viyana'nın alınamamasındaki sebep de budur. Avrupalılara geçen kopya, Rönesans hareketlerinden etkilenmiş ve bir takım yeniliklere uğramıştır. Kazılarda bulunan en büyük kopya bir Fransız çocuğuna aittir. Bu Fransız çocuğu miyop olduğundan dolayı kopyayı 50x75 lik 28 kağıda yazmış ve bu kopyayı başarılı bir şekilde çekmiştir. XX. yy başlarında gelişen büyük kopya akımları karşısında zamanın ileri gelen hocaları 'Anti Kopya' derneğini kurdularsa da, bu dernek fazla uzun süreli bir faaliyet gösteremeden bir takım çevreler tarafından kapatıldı. Kopya tarihini süsleyen birkaç kahraman ve onlar ile ilgili efsaneler vardır. Bunlardan en iyi bilineni Kopyacı Turgut efsanesidir…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz İçin Teşekkürler...